Kitap Tanıtımı |
İstanbul esnafı Bizans döneminden itibaren halkın ihtiyacı, yaşama koşulları ve teknolojik gelişmeye paralel olarak çeşitli değişikliklere uğradı. Örnek olarak mumculuk her iki imparatorlukta da en önemli mesleklerden biriydi. Ancak sonraları gözyağı ve elektriğin yaygınlaşmasıyla beraber önemini yitirdi. Vapur seferlerinin başlamasıyla kayıkçılık sekteye uğradı; sigara kağıdının yaygınlaşmasıyla lülecilik fincan yapımına yöneldi; bir esnafın iş alanının daralmasına neden olan bu durum, diğer taraftan ağızlıkçılığın önem kazanmasına yol açtı.
Osmanlı döneminde, eğer ordu mensubu değilse aşağı yukarı herkes bir esnaf loncasına kaydolurdu. Esnaf loncalarının ticaret hayatında olduğu kadar sosyal hayatta da oldukça önemli bir yeri vardı. Bir esnaf bir loncaya çırak olarak kaydedildikten sonra belli bir grubun üyesi sayılır ve lonca tarafından her türlü ihtiyacı gözetilirdi. Her loncanın "taavun sandığı" denen bir fonu vardı. Burada biriken "üye aidatları" ihtiyacı olan lonca üyelerine dağıtılır, bu sandık genelde yardımlaşma için kullanılırdı. Bir üye işleri bozulup maddi sıkıntıya düştüğünde bu fondan yardım alır; yoksul bir üye öldüğünde cenaze masrafları, bekar üyelerin düğün masrafları da bu fondan karşılanırdı.
İstanbul'un 100 Esnafı kitabı bilinen ve bugün de varlığını sürdüren esnafların yanında, günümüzde çok nadir olarak veya hiç rastlanmayan esnafları, seyyar satıcıları da içermekte, okurun gözünde genel bir İstanbul esnafı resmi çizmeyi amaçlamaktadır. |