Kitap Tanıtımı |
Ülkemizde iş hukuku, sanayileşmeyle birlikte, gelişmesini sürdürmektedir. Sağlanan gelişmelerin, olumlu yönde olduğu söylenebilir. Gerçekten, yeni çıkarılan (4857 sayılı) İş Kanunu, Türkiyede bireysel iş ilişkilerini yeniden düzenlemiş ve iş güvencesi ile esneklik kurumlarını getirmiştir. Ancak, kıdem tazminatları; 1975 yılından beri kurulması yasa tarafından öngörülmesine rağmen oluşturulamayan kıdem tazminatı fonu nedeniyle, işletmeler üzerinde ağır yük oluşturmayı sürdürmektedir. Toplu iş ilişkilerine gelince; 1982 Anayasası'nın kabulüyle birlikte, yeni bir dönemece girilmiştir. Ancak, yeni dönemin, sendika-toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı gibi sosyal hakların tanınması bakımından, başarılı olduğu söylenemez. Nitekim, sosyal haklara ilişkin mevcut hukuki düzenlemeler, sözkonusu sosyal hakların kullanımını güçleştirmektedir. Avrupa Birliği'ne girmek isteyen ülkemizin, sosyal alanda bütünleşmeyi sağlayabilmesi ise, bu gibi engelleri ortadan kaldırmasına bağlıdır. Bu anlamda, 2821 ve 2822 sayılı yasalarda şimdiye dek yapılan değişiklikler, belirtilen amaca yönelik bulunmakla birlikte, yeterli olamamıştır. Bunun gibi, toplu iş yasalarına ilişkin değişiklik hazırlık çalışmaları da, yasalaşabilmiş değildir. Buna karşılık, halen onayladığı uluslararası çalışma sözleşmesi sayısı bakımından Türkiye, uluslararası asgari standartları kabul etmedeki kararlılığını göstermeye çalışmaktadır. Böyle bir çalışmayı doğuran nedenler, ikilidir. Bunlardan birincisi, ülkemizde şimdiye kadar iş hukuku alanında yazılmış ders kitaplarında, Batı'daki ders kitabı-şerh ayırımı anlayışına dayanılmayışıdır. Nitekim, çok geniş ayrıntılı bilgileri içeren kalın hukuk ders kitapları, iktisadi ve idari bilimler ile mühendislik fakülteleri öğrencileri için sorun yaratmaktadır. Oysa, Batı'daki ders kitaplarında, bilginin az ve öz olması asıldır. Ders kitabının başarısı da, uygulamada öğrencinin az ve öz bilgiyi kullanabilecek duruma rahatlıkla gelmesine bağlıdır. İkinci olarak; iş hukuku, özellikle mühendislik fakültelerindeki öğretim için, giderek artan bir önem kazanmıştır. Nitekim, özellikle yirmi beş yılı aşkın bir süreden beri iş hukuku dersi, mühendislik fakültelerinde zorunlu olarak okutulan bir ders durumuna gelmiştir. Bunda, iş hukukunun, işletmelerde işçi çalıştırılması yüzünden mühendisler için taşıdığı önemin payı büyüktür. |