İnsancıl Dergisi Sayı 327
ISBN 13004158
Yayınevi İnsancıl Yayınları
Yazarlar Kolektif (author)
Kitap Tanıtımı İnsancıl Ekim 2017 Sayısından 1 Ahmet Özer - Zamanın Sarkacında (Şiir) 2 Betül Çotuksöken - Felsefenin Gör Dediği Felsefe Tarihi: Antropontolojik Okuma 16 Ahmet Cemal’e saygıyla, (…) Erasmus’un ana ilgisi, hümanist nitelikli eğitimdir. Eskiçağ ustalarından devşirdiği görüşlerle, özlü deyişlerle sürekli olarak eğitime, yetişime vurguda bulunur; bir devlet adamının, yöneticinin nasıl yetişmesi ya da yetiştirilmesi gerektiğini ana sorun olarak değerlendirir. Yukarıda da belirtildiği gibi, çoğun dinle, dinsel inançla örülü, kendince “yürekten” bağlı olduğu toplumsal-tarihsel-kültü¬rel belirlemelerin pek de dışına çıkmaz. Bu nedenledir ki, “Hıristiyan prensin eğitimi”ni önemser. Bu konuyu çoğun ussal ve aynı zamanda da hü¬manist çizgiler içinde ele alır. 5 Berivan Kaya – Mavileme (Şiir) 6 Adnan Özyalçıner - Sennur’la Konuşmalar VIII İzmir'de TÜYAP Kitap Fuarı'ndayız. Bir okurun bir dal gül getirdi. Kimileri açmış, kimileri daha koncada olan kırmızı güller. Sen, resminle standdaydın zaten ötedenberi. Bakışınla, emek sözünle varsın. 7 Mehmet Aslan - Gün Geldi / Günyüzü (Şiirler) 8 Korkut KÖSEOĞLU - Kaçaklar Kemal Bekir, yalın, güzel bir Türkçeyle yazmış Kaçaklar’ı. Roman üçüncü tekil kişiyle yazılmıştır. Olaylar, kişiler yazarın anlatımıyla can buluyor. Karakterler başından sonuna kendi karakterlerine uygun eylemlerin içindeler. Davranışlar, yerler ustalıkla betimlenmiş. Olaylar, nesneler sağlam bir kurguyla oluşturulmuş eserde. İşlevsiz hiçbir nesne kullanılmamış; kimi nesneler birden fazla işlevli. 11 M. Güner Demiray – Bakış (Şiir) 12 Neriman Çelik - Ankara Mahpusu Cumhuriyet yazarlarının ilk ve öncü kadınlarından Suat Derviş’in hapishanelerdeki suçlular, kenar mahalleler, yıkılan imparatorluğun yerine kurulan yeni bir sistem içinde kendine yer veril¬meyen, sokaklarda yaşayan insanların üzerine kurduğu “Ankara Mahpusu' romanı, II. Paylaşım savaşı yıllarında yazılmıştır. Toplumsal değişim-dönüşüm, suç ve suçlu, suçun kaynağını iyi irdeleyememiştir. Henüz sınıfsal bilinçten uzaktır. Toplumun dışlanan bireylerinin bakış açısıyla anlatılmasıysa, dönemine göre ilericidir. Yeni Cumhuriyetin ekonomik yapısını başarıyla anlatır. Bu yapı içinde yer edinemeyenleri, mekanları uzamı içinde ele alır. 18 Mehmet Rayman – Narova (Şiir) 19 Ali Taş - Berrin Taş’tan Beşibiryerde Yazarın sevmek, bilmek, yazgı ve haklılık gibi izleklerde farklılık taşıyan en önemli olgulardan birinin de düşünce odaklı yaklaşım olduğu söyle¬nebilir. Berrin Taş’ın, insanın geleceğine dair sözlerini ‘Gelecek Ağacı’nda dile getirmesi, ona bilinç oluşturma çabasına düşmesi elbette ki çok önemlidir. 29 Mehmet Aydın - Yetsin Artık (Şiir) 30 Berrin Taş - Hep Yolda 7 Eylül 2017 Orhan Kemal, Kudret Yanardağ karakteriyle bize ne anlatmak istemiştir. Kudret Yanardağ ne zaman köşeye sıkışsa onu kurtaran karşılaştığı kişilerin açıklarını görmesi olmuştur. Kudret Yanardağ iri gövdesiyle bir ortama girdiğinde çarpıcı bir etki bırakıyor. O da bu etkiyi kendi çıkarı için dönüştürmeyi biliyor. Kudret Yanardağ karakterinin temel noktası budur. Kudret Yanardağ biçimden biçime giren bir kişidir. Başını her zaman suyun üstünde tutmak için harcamayacağı insan yoktur. 35 Dursun Yiğit – Uzaklarda / Ben ve Yıldızlar (Şiirler) 36 Yusuf Çotuksöken - Tükürmek ve Tükürük Üzerine (Deneme) Günlük yaşamda tükürüğümüzü de çok değişik durum ve bağlamlarda kullanırız. Bir işe başlamadan önce kimimiz avucumuza hafifçe tükü¬rüp ellerimiz ovuştururuz; bu hem işin kolaylaşması hem de bizim gayretimizin bir göstergesidir. Posta pulları yapıştırmak için tükürüğümüzden destek alırız; kimi küçük sıyrık ya da yaralar için tükürüğümüze başvururuz... Hayvanlar dünya¬sında da tükürüğün çok amaçlı kullanımı vardır. 39 Özgür Akbudak – Oysa Ne Gerek (Şiir) 40 B. Sadık Albayrak – Yasemin Eğinlioğlu’nun Caz Halleri’nde Bilinçli Yaşam DoğaçlamasıYasemin Eğinlioğlu’nun ‘Caz Halleri’ kitabını bir kuşağın yazısı ve yazgısı olarak okudum. 1950’lerde çocukluğunu 1960’larda gençliğini yaşayan kuşak. Dünya çapında tarihe adını yazan ender kuşaklardan biri; 68 Kuşağı diyoruz. DP diktasında çocukluğunu yaşayan bu kuşak 27 Mayıs’ın getirdiği hürriyetin açtığı yoldan yeni bir Türkiye’ye yürüdü. Coşkusu, umudu, sevinci yüksek bir kuşaktı, isyanı dağlara vurdu. 44 Adnan Öztel - Kopamamak Bağından (Şiir) 45 Hasan Akarsu - Polonezköy Kelebekleri Meliha Akay, Mustafakemalpaşa-Tepecik doğumlu olup yazın çalışmaları birçok dergide yayımlanır. Öykü ve romanlarıyla tanınan yazar, yeni romanı “Polonezköy Kelebekleri”de, köyde geçen gizemli olayları ve Gezi Direnişi izlenimlerini yansıtır. Olaylar Polonezköy'deki bir otelde geçer. Anlatıcı, gazeteci genç kız Zümra’dır ve gazete patronunun görevlendirmesiyle orada bulunur. Otel¬deki müşterilerle üç-dört gün içinde söyleşi yapacaktır. Otelin sahibi, Kenan Bey ile Polonyalı kadın Alinda'dır. Otel çalışanları Yunus, bahçıvan Hasan, çamaşırcı kadın, Caner, Mesut'tur. Otele üniversitede okuyan kızlar, erkeklerle gelir ve bir¬kaç saat sonra ayrılırlar. 47 Berrin Taş – “Sapak” kitabı üzerine söyleşi - Cengiz Gündoğdu; “yarattığım karakteri öldürürken ben acı çekiyorum. ” - Sapak hangi yıl yazıldı. - Benim bütün yapıtlarımın yabansı bir serü¬veni vardır. Gel gitli bir çizgisi olmuştu. Sapak'ı Yol Ayrımı adını vererek 1974 yılında yazdım. İstanbul Şehir Tiyatrolarına verdim. Bir süre sonra bir mektupla oyunumun kabul edildiğini öğrendim. Kabul edilen bir oyunun oynanması anlamına gelmiyordu bu. Bir yönetmenin bu oyunu oku¬yup beğenmesi gerekiyordu. Ben de bir yönetmene gidip bu oyunu okur musun demedim. 51 Süheyla Ekemen – Köfte (Öykü)Halden çıktıklarında gün daha yeni ışımaktaydı. Kasa kasa domatesleri yüklemişlerdi emektar kamyonetlerine. Hüseyin kafasındaki hesaba dalmış suratı asık, uykusuz, gözüne giren güneşten rahatsız ağır ağır kullanıyordu kamyoneti. 55 Bize Gelenler56 Berrin Taş – Mürüvet Yılmaz’la şiir üzerine söyleşi - Mürüvet Yılmaz; “Yazmak için yazarın, şairin kendi kavramlarını, tarzını oluşturması gerekir.” 59 Cengiz Gündoğdu – Yıldız Güncesi 1 Ağustos Salı Bugün hiç yazasım yoktu... öyle oturacaktım... şimdi yazıyorum. n'oldu... Ahmet Cemal ölmüş. Ahmet Cemal önemsediğim bir yazın emekçisiydi. Yazını araç olarak kullanmadı.Lukacs’ın Estetik’ini çevirdi. Bir cildi eksik kaldı. Bunun yanı sıra karşı gerçekçi yapıtlar da çevirdi. Benim karşı gerçekçi gördüğüm yapıtları, Ahmet Cemal karşı gerçekçi görmüyordu. Atölye'de ağırladık onu. Çeviride dil üstübir söyleşi oldu. Söyleşide Ataç’a da karşı olduğunu söyledi; ben, sesimi çıkarmadım. Ko¬nuklarla ilgili şöyle bir ilkem var. Konuk sıkıştırılmaz. Konukla polemiğe girilmez.   (Tanıtım Bülteninden)      )