Kitap Tanıtımı |
"İnsan ailesiz yaşabilir ama Tanrı'sız asla!"
Evinizde yaşıyordum. Bir yıl geçti. Günün birinde, biçimi bozulmayacak, dikişleri atmayacak çizmeler isteyen bir bey geldi. Yüzüne baktığımda, omuzlarının üstünde arkadaşımı, Azrail'i gördüm. O meleği bendne başka gören olmamıştı; onu tanıyordum. Akşama varmadan, varlıklı beyin canını alacağını biiyordum. Adam bir yıl sonrasına hazırlanıyor ama akşama varmadan öleceğini bilmiyor, diye düşündüm. Hemen Tanrı'nın ikinci buyruğunu anımsadım. "İnsana verilmeyen nedir?"
İnsana sevginin egemen olduğunu biliyordum. Artık ona neyin verilmediğini de anlamıştım: Kendi gereksinimlerinin bilgisi. İkinci kez gülümsedim. Hem arkadaşımı görmekten hem de Tanrı'nın ikinci buyruğunu esinlemesinden dolayı bahtiyardım.
İnsanların tümü kendilerini nasıl rahat ettireceklerini düşünerek değil, insanlara verdikleri sevgiyle var olurlar. Biliyordum ki, insanlar sadece kendilerini düşünerek var oluyor gibi görünseler de, aslında onlara hayat veren tek şey "sevgi"dir. Seven Tanrı'ya, Tanrı sevene yaklaşır. Sevgiyi var eden sadece O'dur. |