Kitap Tanıtımı |
Demokratik toplumun temel değerlerinden biri olan işkence ve kötü muamele yasağı; insan onurunu koruma gayesi güden, olağanüstü dönemlerde ve savaş halinde bile askıya alınamayan, mutlak nitelikte bir yasaktır. Diğer insan hakları ihlallerinden farklı olarak işkence yasağından bir devletin mahkum edilmesi, o devletin uluslararası imajını doğrudan etkilemektedir. Deyim yerindeyse işkence yasağından mahkumiyet, devletler için yüz kızartıcı bir insan hakkı ihlalidir. İşkence yasağında devletin negatif ve pozitif yükümlülükleri bulunmaktadır. Negatif yükümlülük, kamu görevlilerinin bireylere işkence yapmama yükümlülüğüdür. Pozitif yükümlülük ise bireylerin işkenceye karşı korunması için devlete düşen edimlerdir. Pozitif yükümlülüklerin en önemlileri; mevzuat oluşturma, koruma ve etkili soruşturma (usul) yükümlülüğüdür. Etkili soruşturma yükümlülüğü dışında kalan tüm yükümlülükler, işkence yasağının maddi boyutunu oluşturmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi işkence yasağından yapılan başvuruları, maddi ve usul yükümlülükleri açısından iki başlıkta incelemektedir. Yükümlülüklerin dikotomik olarak maddi ve usul boyutu açısından incelenmesi, etkili soruşturma yükümlülüğünün maddi yükümlülükten ayrılabilir ve özerk bir karaktere sahip olduğunu göstermektedir. Maddi yükümlülükler ihlal gerçekleşmeden önceki süreçte ortaya çıkarken, usul yükümlülüğü işkence olayı gerçekleştikten sonra devreye giren bir yükümlülüktür. Maddi yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti soruşturma yükümlülüğüne bağlı olduğundan bu yükümlülük, işkence yasağının maddi içeriğine de güvence oluşturmaktadır. Bu kitapta AİHM içtihatlarıyla gelişen etkili soruşturma yükümlülüğü ilkeleri incelenmiştir. Bu ilkeler; soruşturmanın derhal ve resen başlatılması, bağımsız ve tarafsız yürütülmesi, şeffaflığı, makul süratte tamamlanması, delillerin objektif biçimde analizi, soruşturma sonucunda uygulanan müeyyidenin caydırıcılığı ve soruşturmanın bütünsel olarak etkililiği olarak özetlenebilir. Soruşturmanın bütünsel olarak etkililiği ilkesi bu ilkeler içinde en önemlisi ve kapsamlısı olup diğer altı ilke dışında kalan ve soruşturmayı sakatlayan her kusur, bu ilke altında incelenmektedir. Etkili soruşturma yükümlülüğü, soruşturmada maddi gerçeği ortaya çıkarmak ve delillerin toplanması için elverişli bütün araçların kullanılmasını gerektirir. Buna karşın soruşturma yükümlülüğü, soruşturmanın mutlaka bir mahkumiyet kararıyla sonuçlandırılmasını garanti eden bir sonuç yükümlülüğü olmayıp 'süreç yükümlülüğü'dür (Tanıtım Bülteninden) ) |