Kitap Tanıtımı |
"En sonunda Hasma`nın, bizim de bulunduğumuz ikinci kattaki Kabiliyeliyle alakası anlaşılmıştı. İnna, üç geceden beri gözü kapıdaki delikte bekliyordu. Des Dames Bulvarı`ndaki 7 numaralı bina sessizliğe gömülmüştü; yalnız mektup kutularının altına dizili çöp kovalarından yayılan kokuların çılgına çevirdiği farelerin tıkırtıları duyuluyordu. Şehir derin bir uykuya dalmıştı."
Minna Sif, Marsilya`nın eski bir mahallesi olan Porte d`Aix`e 1970`lerde yerleşen göçmen bir ailenin hayatını, bütün gerçekliğiyle dile getiriyor. Herkesin "İhtiyar" diye çağırdığı ailenin babası evini terk etmiştir, böylece onun cimriliğinden ve zulmünden kurtulan çocukları rahat bir nefes alır. Ailenin temel direği olan anne İnna, evlere temizliğe giderek ve Kuran`ı ezbere okuyan Fas Musevisi yaşlı Madam Alice`nin satın aldığı yiyecek karneleriyle hayatlarını kıt kanaat sürdürmelerini sağlamaktadır. İnna, erkeklere kin gütmeyi takıntı haline getirmiş komşu kadınları, her an evden kaçmayı düşleyen üç kızını ve heyecanlarını sadece Senegalli murabıtın yatıştırabildiği oğlunu, kararlı kişiliği ve konuşma gücüyle yola getirmeyi hep başarmaktadır.
Minna Sif`in, İnna`da, bütün bayağılıyla yansıttığı sokak diliyle yarattığı zengin şiirsellik, Fransa`nın günlük hayatına bir Doğu masalı havası veriyor. Ülkelerinden uzakta, bir tür sürgünde yaşarken duyarlılıkları artan, dünyaya mahzun bir gerçeklilikle bakan tüm bu insanlar, Minna Sif`in ilk romanında bir aray gelmiş.
(Arka Kapak) |