Kitap Tanıtımı |
SET İÇİNDEKİ KİTAPLAR Bâbürlüler - Michael H. Fisher Fâtımî İmparatorluğu - Michael Brett Habsburglar - Martyn Rady Büyük Selçuklular – Cihan Piyadeoğlu Moğol İmparatorluğu - Timothy May BÂBÜRLÜLER - MICHAEL H. FISHER Hindistan’da Bir Türk İmparatorluğu HİNDİSTAN’DA ÜÇ ASIR HÜKÜM SÜREN BİR TÜRK İMPARATORLUĞU: BÂBÜRLÜLER… Atası Emir Timurʼun 14. yüzyılın sonunda gerçekleştirdiği Delhi fethi, Bâbür Şahʼın Hint topraklarını kendisine bırakılmış bir miras olarak görmesini sağladı. Azim, sebat ve kararlılıkla hareket eden Bâbür ve oğulları, 1526’da kurulan devleti adım adım genişlettiler. Zirve yıllarında Avrupa kıtasının yaklaşık üçte biri büyüklüğüne ulaşan Türk-Moğol kökenli bu imparatorluk, dönemin Avrupa nüfusunun yaklaşık iki katı bir nüfusa ve Hindistan topraklarının büyük bir bölümüne hâkim olmayı başardı. Michael H. Fisher’ın elinizdeki kitabı, 16. yüzyılda Hindistan’da hâkimiyet kuran Bâbürlüler hakkında uzun zamandır beklenen bir çalışma ve bu alanda Türkçeye kazandırılan bir ilk eser olmasıyla büyük önem arz ediyor. Tarihî olayları zengin ve kapsamlı bir bağlama oturtan tarihçi Fisher, bir taraftan Bâbürlüler dönemi Hindistan siyaseti ve kültürünün ayrıntılı bir incelemesini sunarken öte yandan hanedan kadınları, dinî gruplar ve taşra memurları gibi pek incelenmemiş konulara dikkatleri çekiyor. Dönemin dil, şiir, sanat ve mimari arka planı da kitapta kendine geniş bir yer buluyor. Bâbürlülerden bugüne kalan maddi ve kültürel miras, Asya ve İslam dünyasındaki imparatorluk süreçlerinin doğasını anlamamıza ve Asyalılar ile Hıristiyan Avrupa’nın sömürgeci güçleri arasındaki ilişkiler hakkında etraflıca fikir sahibi olmamıza imkân sağlıyor. Bâbürlüler: keşfedilmeyi bekleyen bir Türk İmparatorluğu’nu ve Güney Asya tarihini yakından tanımak isteyen okurlar için çarpıcı bilgiler içeren ve kolay okunur bir başucu kitabı… FÂTIMÎ İMPARATORLUĞU - MICHAEL BRETT Ortadoğu, Afrika ve Akdeniz’de İktidar Mücadelesi İSLAM DÜNYASINDAKİ ÜÇ YÜZYILLIK SERÜVEN: FÂTIMÎLER… Fâtımîler; Abbâsî İmparatorluğu’nun onuncu yüzyıldaki çöküşünden, on birinci yüzyılda Selçukluların Orta Asya’dan ve on ikinci yüzyılda Haçlıların Avrupa’dan Ortadoğu’ya gelişine ve imparatorluğun Selâhaddîn Eyyûbî tarafından ortadan kaldırılışına kadar, Ortaçağ İslam dünyası tarihinin merkezinde olmuştur. Fâtımî hükümdarının “İmam” ve “Halife” olarak Peygamber’in dinî ve siyasî otoritesini miras aldığını iddia etmesiyle, Ortaçağ İslamının tarihinde hayatî bir rol oynamıştır. Fâtımîler, İslam sanatına mimarî, seramik, cam, madenî ve fildişi eserlerin yanı sıra halifelerin hazinelerinin en önemli bölümünü teşkil eden kumaşlarıyla da unutulmaz katkılar sunmuşlardır. Fâtımî İmparatorluğu, İsmailîliğin, Kuzey Afrika’nın ve Mısır’ın tarihi serüvenini, Fâtımî hanedanının tarihi serüveniyle birlikte tutarlı bir hikâyeye dönüştürüyor. Bu hikâye İslam’ın geniş tarihinde kendine güçlü bir bağ buluyor ve okuyucular Fâtımî İmparatorluğu’nun tarihi önemini yeniden keşfediyor. Mısır’ın fethi, devletin kuruluşu, imparatorluğun teşekkülü, el-Hâkim bi-Emrillâh’ın hükümdarlığından sonra gelen siyasî kriz, siyasî ve ideolojik bakımdan rejimin yeniden inşası, hanedanın yön değiştirmesi ve sonrasında gelen başarısızlıklarla beraber imparatorluğun tarih sahnesinden çekilişi, belgesel tadında bir üslupla okuyucuyla buluşuyor. Londra Üniversitesi Şarkiyat ve Afrika Araştırmaları Okulu (SOAS), Kuzey Afrika Tarihi Bölümü’nden emekli öğretim üyesi Michael Brett’in yarım yüzyılı aşan araştırmalarının ürünü olan Fâtımî İmparatorluğu, üç yüzyıla yakın bir süre boyunca, Ortadoğu, Afrika ve Akdeniz’de hüküm sürerek, tarihte siyasetten sanata dek önemli izler bırakmış bir hanedanın sıra dışı öyküsü… HABSBURGLAR - MARTYN RADY Bir Dünya Gücünün Yükselişi ve Çöküşü “Habsburglar sürükleyici, renkli, dramatik olmasının yanı sıra özlü, akademik ve konuya hâkim bir kitap. Martyn Rady, bir zamanlar Peru’dan Filipinler’e üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk yönetmiş, Avrupa’nın en büyük hanedanının hikayesini bizlere anlatıyor. Dünya tarihinde neredeyse bin sene boyunca rol almış önemli bir aktörü konu alan Habsburglar içine din, cinayet, ensest, delilik, intihar, suikast karışmış yüksek siyaset ve aile mahremiyetini gözler önüne seriyor. Bu kitap destansı bir tarihi merak edenler için!” Simon Sebag Montefiore, Romanovlar’ın yazarı Habsburglar, asırlar boyunca Avrupa’da hüküm sürmüş olan kudretli bir hanedanın, kuruluşundan nihai yıkılışına kadar geçen bütün tarihi. Habsburglar yüzyıllarca Avrupa’nın büyük bölümüne hükmetti. Aslında sadece sıradan Alman asillerinden oluşan bu aile evlilikler ve fetihlerin yanı sıra sahte evraklar düzenleyerek, kendilerine sahte atalar bularak ve tabii şanslarının yaver gitmesiyle de Avrupa kıtasının en önemli hanedanlarından biri haline gelmeyi başardı. Martyn Rady, Habsburg hanedanı ve onun neredeyse bin sene içerisinde inşa etmiş olduğu –ve sonra da kaybettiği– siyasi, sosyal ve kültürel düzenin destansı hikâyesini Avrupa ve dünya tarihi bağlamında anlatıyor. Ortaçağ’da Habsburglar Svabya’dan Güney Almanya ve Avusturya’ya yayılmaya başladılar. 1452 tarihinde bir Habsburg dükü, III. Frederick namıyla Kutsal Roma İmparatoru olarak taç giyince artık hanedan “Avusturya Dünyaya Hükmedecek” düsturuyla hareket eden bir imparatorluk mefkûresine sahip oldu. Yüzyıllar boyunca Kutsal Roma İmparatoru unvanını ellerinden bırakmayan Habsburglar İtalya, İspanya, Yeni Dünya ve Pasifik’e yayılarak Şarlken’in tabiriyle, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk haline geldiler. Akabinde bitmek bilmeyen din savaşları, ihtilaller, değişimler, 1700’de İspanya İmparatorluğu’nun ellerinden çıkması ve 1806’da Kutsal Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle sürekli kan kaybettiler, ta ki Birinci Dünya Savaşı’nın neticesinde dağılmalarına kadar. Tarihçiler Habsburgları, her ne kadar Avrupa’nın kıyısında kalmış köhne, ayakta zor duran bir imparatorluğun hükümdarları olarak tasvir etmiş olsalar da Rady bu kitapta Habsburgların nasıl bir aile olduklarını gayet açıkça aktarıyor: Sadece fetihlerle değil Hıristiyan medeniyeti ve Roma Katolik Kilisesinin müdafaası, barış ve huzurun temini ve bilimle eğitimin himayesiyle dünyaya hükmetmek olan bir hanedan. Habsburglar, asırlar boyunca Avrupa’da hüküm sürmüş olan kudretli bir hanedanın, kuruluşundan nihai yıkılışına kadar geçen bütün tarihi. BÜYÜK SELÇUKLULAR - CİHAN PİYADEOĞLU Yeni Bir Devrin Başlangıcı DOĞU İLE BATIYI BİRLEŞTİREN DEVLET: BÜYÜK SELÇUKLULAR… Selçuklu Devleti’nin kuruluşu, Ortadoğu coğrafyası için değişimin başlangıcını temsil etmesiyle bir milat önemi taşımaktadır. Kendilerinden sonra gelen devletleri etkilemelerinin yanı sıra, Ortadoğu’nun siyasi, ekonomik, kültürel, dini ve etnik olarak yeniden şekillenmesi bakımından yine Selçuklu politikalarının önemi söz konusudur. İslam’a geçiş döneminde Türk devlet anlayışıyla, yeni tanıştığı Fars ve İslam medeniyetlerini sentezleyen Selçukluların, bıraktıkları mirasla beraber Osmanlı Devleti’ni ve Türkiye Cumhuriyeti’ni doğrudan etkilediği düşünülürse, önemlerinin nasıl da kritik olduğu yeniden hatırlanacaktır. Özellikle, gerçekleştiği anda ne kadar büyük bir tarihi vaka olduğu tahmin bile edilemeyen Malazgirt Savaşı’nın, dünya tarihini tamamen etkilediği de bilinen bir gerçektir. Selçuklu tarihi konusunda ülkemizin en önemli isimlerinden biri olan Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu elinizdeki çalışmada, Büyük Selçukluların, kurucularının dedesi olan Selçuk ile başlayan ve Sencer’in ölümüyle sonlanan tarihini yeniden ele alıyor. Her yaştan, her kesimin rahatça okuyup anlayabileceği, ihtiyaç hâlinde ders kitabı olarak da tercih edilebilecek bir üslupla hazırlanan eser, Selçukluların kökeninden başlıyor. Ardından Çağrı Bey’in Merv ve Musa Yabgu’nun Herat merkezli faaliyetlerini ele alıyor, Sultan Tuğrul Bey ve Sultan Alp Arslan dönemini teferruatlı biçimde anlatıyor, Malazgirt Savaşı’nı tüm kritik noktalarıyla değerlendiriyor ve son olarak Sultan Melikşah, Sultan Berkyaruk, Sultan Muhammed Tapar ve Sultan Sencer dönemleriyle son buluyor. Ayrıca dönemin önemli tarihi başlıkları olan Dandanakan Savaşı, Nizâmülmülk, Nizamiye Medreseleri, Hassan Sabbah ve Batıniler, Bizans’la İlişkiler, Anadolu Fetihleri, Bağdad ve Hilafet, Gazne ve Karahanlı Devletleri, Konargöçer Oğuzlar gibi konuları da işliyor. “Büyük Selçuklular: Yeni Bir Devrin Başlangıcı”, son derece akıcı anlatımıyla, alanının en derli toplu çalışması olarak bir kaynak özelliği taşıyor. MOĞOL İMPARATORLUĞU - TIMOTHY MAY “Bundan sonra soyumdan gelenler arasından çok sayıda imparator çıkacak. Eğer onlara hizmet eden büyükler ve savaşçılar yasaya harfiyen uymazlarsa imparatorluk sarsılacak ve sona erecek. Keşke bir [Cengiz] Han’ları olsa diyecekler ama olmayacak.” – Cengiz Han (Reşîdüddîn, Câmiü’t-Tevârih) Moğolistan tanımlanması zor bir bölge. Bozkırdaki göçebelerin etkileşimde bulundukları ve bilinen tarihin büyük bir kısmı boyunca egemen oldukları Moğolistan platosu Hunlar, Siyenpiler, Cücenler, Göktürkler, Uygurlar ve başkaları olmak üzere, sayısız imparatorluğa ev sahipliği yaptı. Bu halkların çoğu sınırlarını Moğolistan platosunun ötesine taşıdı ve etkileyici imparatorluklar kurdular ancak hiçbiri Avrasya haritasını ve dünyanın çehresini kalıcı şekilde değiştirecek Moğol İmparatorluğu kadar etkili bir miras bırakmadı. Moğollara dair çok sayıda kitap ve makale kaleme alıp alana yeni bir soluk getiren Timothy May’in elinizdeki çalışması bütüncül bir Moğol İmparatorluğu Tarihi’dir. İmparatorluk öncesi Moğolistan’ın vaziyetiyle başlayan çalışma; Cengiz Han’ın yükselişiyle birlikte Moğolistan’ın birleşmesini, Moğolların Moğolistan’dan çıkışını, imparatorluğun kurumlarını, Ödegey’in ve Güyük’ün saltanatını, Möngke ve Tuluyoğulları devrimini, Yuan İmparatorluğu’nu, İlhanlıları, Çağatay uluslarını, Altın Orda devletini, Moğolların Müslüman dünyada oluşturduğu kaygıyı ve onlarla olan ilişkilerini enine boyuna inceliyor. Kitabın son bölümünde Cengiz Hanedanı’nın tarih sahnesinden çekilişi ve Karaçuların yükselişi anlatılıyor. Şamanları, okçuları, düğün alayları, yemek kültürleri, yasaları, idari krizleri, saray entrikaları, mimari yapıları ve askerî stratejileri ile birlikte kitap Moğolları anlama noktasında eşi bulunmaz bir kaynak özelliği taşıyor. Timothy May’in kaleminden Moğol İmparatorluğu, Doğu Asya’nın uzak kıyılarında göçebe bir toplum olarak doğmuşken çok kısa denilecek zamanda coğrafyaları birbirine katan, tarihin en geniş kıta imparatorluğu olma özelliğini taşıyan Moğollara ilişkin yeni bilgilerin ışığında en güncel bakış açısını sunuyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |