Kitap Tanıtımı |
Otuzlu yıllar entellektüelinin zihnindeki sorunlar günümüz sorunlarının benzeridir: Komünizm umutlarının çöküşü; faşizm doğuşu; felsefe, kaynaklara dönüş; cemaatler, camialar; politik kimlik bunalımı; entelektüel ve ahlaki ölçülerin yok olması; isyan ile itaat arasında gidip gelmek... İmkansızın Politikası bu baş dönmesinin, imkan ve imkansızlıkların hikayesidir. Besnier bu kitapta bir yandan, Hegel ve Nietzsche dolayımıyla düşünce tarihiyle hesaplaşan Kojeve ve Heidegger´ in politik tavırlarını, diğer yandan Satre´ ın ´´bağlanma´´ kavramını tartışıyor. Ama bu kitaptaki asıl öne çıkan kişi, özgün entellektüle duruşuyla Georges Bataille.
´´Patetik entelektüel´´ Bataille, Sartre´ cı bağlanmaya karşı, politikanın içindeyken bütün yaşamı kucaklamaya inandığı için imkansıza mahküm bir istencin örneğidir. Bataille´ a göre, ´´ortak hiçbir şeyleri olmayanların ortaklığı´´ nı gerçekleştiren aşk, politikalarının boşuna peşinden koştuğu ortak varoluşun temelini oluşturan ´´istekler çalışması´´ için ideal mekandır. Bu nedenle, Bataille´ ın politik tasavvurunda iktidar, geçerliliği kalmamış bir düşünce düzenine aittir. Politik bağlanmaya anlamını veren şey iktidar değildir; tesine, iktidar, vazgeçilmek zorunda olunan şeydir.
Bataille´ da, savaş ve vahşet karşısındaki acizlik durygusu acıtıcı bir yoğunluk kazanır. Kendilerini yıkan toplulukların coşkulu birlikteliğinin -mitler, kutsal veya devrimci arzular-görmezden geldiği bu ortam ´´imkansızın politikası´´ nın zeminidir. İmkansız, sistem arayışına ve totaliterliğine itirazdır. Bir yandan tamamlamıştık, eksiksizlik, gereklkilik iddiasındaki her şeye isyan ederken, diğer yandan beklemeciliğin ve sabrın da reddidir. Umutsuzluğun özgürleştiriciliğine inançtır.
İmkansızın politikası, ´´ölüm olsasılığı karşısındaki kendilerini mutlak bir yoksunluk içinde bulavakl kadar yalnız, bir o kadar kadersiz insanları, mücadele etmek için köklü nedenleri olmayan ve mücadele karşısında kendilerini kaçınılmaz olarak korkak hisseden insanları, bu bir tür bilinçli ve mezbahadaki yazgılarına boyun eğmiş koyunları´´ devrim, ortaklık ve içsel tecrübe yoluyla kışkırtmayı ister. ´´İmkansız´´, bir kopma düşüncesini çağrıştırır. Kurban etmede, cinayette, usa aykın şiirde, bizi söylem alanının dışına fırlatan gülmede, ölümü önceleyen ve bizi yıkımın kıyısında tutan esrime ve hazda ve aynı zamanda tarihin kenara itilmişlerin coşkulu hareketlerini kışkırtan politik eylem içinde ortaya çıkar.
Politikanın yanı sıra yazının da yıkıcı olabileceğini anlatır. Bataille. Çünkü hayal kırıklığıyla sonuçlanmış da olsa eylemden sonraki atalet bizi asla yatıştıramaz. Yazı yoluyla, imkansızın politikasının doruğuna tek başına çıkarız; fakat ylnızca tek başına değil, çünkü yazarak kendimizi ötekine veririz. Ve böylece, imkansızın politikası mümkün politikasını keşfetmenin yolu olur... |