Kitap Tanıtımı |
Çocuklara arzu edilen düzeyde ve standartlara uygun olarak okuma yazma becerileri kazandırmak yalnızca Türkiyede değil bütün dünyada önemle üzerinde durulan bir konudur. Fakat Türkiyeyi okuma ve yazma öğretimi konusunda dünyadaki gelişmiş ülkelerden ayıran bazı hususlar vardır. Öncelikle Türkiyenin ülke çapında yapılmış ve belirli ölçülerde standartlaştırılmış çalışmaları ve bu çalışmalara dayalı olarak geliştirilmiş okuma araçları mevcut değildir. Örneğin ülke çapında standartlaştırılmış ve okuma becerilerini tespit edebilecek bir okuma, yazma, dinleme, konuşma, görsel okuma ve görsel sunu testi veya benzer bir aracı yoktur. Kelime hazinesinin tespitiyle ilgili kapsamlı bir çalışma mevcut değildir.
Bütün bu eksikliklere rağmen üniversitelerimizdeki öğretim elemanları bireysel olarak veya küçük gruplar halinde iyi bir okuma yazma öğretim ve eğitiminin nasıl verilebileceği üzerinde kafa yormakta ve örnek uygulamalar sunmaya çalışmaktadırlar. İşte elinizdeki bu kitap da böyle bir düşünce ve gayretin eseridir. Ülkemizde 2005 yılından itibaren okuma yazma öğretiminde yeni bir yöntem uygulanmaya başlamıştır. Her yıl aşağı yukarı bir milyon çocuğun birinci sınıfa kayıt yaptırdığı ve ilköğretim düzeyinde milyonlarla ifade edilebilecek sayıda öğrencimizin olduğu düşünülürse, bu alandaki iş hacmi ve yoğunluğu hakkında kafamızda bir şema oluşabilir. Bilgi çağı da denilen üçüncü bin yılda, bu şemayı uygun şekilde kullanmak ve geliştirmek için başta öğretmenler olmak kaydıyla, aileler, üniversiteler, bakanlıklar, sivil toplum örgütleri, ordu, yargı vb. bütün kurum ve kuruluşlar üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Belirtilen kurumların yalnızca bireysel çalışmalarına değil aynı zamanda işbirliği içinde çalışmalarına da ihtiyaç vardır.
Okuma yazmanın kazanım yöntem ve süreciyle ilgili metodoloji ve program tartışmaları hâlâ devam etmektedir. Etmesi de faydalıdır. Tartışmanın olmadığı yerde fikirler gelişmeyecektir. Fakat burada önemli olan karar verme yetki ve sorumluluğu taşıyan ilgililerin bu tartışmalara kulak vermeleri, yanlış ve eksiklikleri düzeltmeleridir. Eğer bu yapılmaz ise programın gelişimi söz konusu olmayacaktır.
Hem iyi bir okuma yazma öğretimine hem de bu alanda çalışan öğretmenlere, velilere ve diğer ilgililere katkı sağlayacağını düşündüğüm bu eser yedi ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, çocukların değişik açılardan (zihinsel, fiziksel, duygusal vb.) gelişim özellikleri ele alınarak, onların ilk öğretmenleri olan ailelerin yapabilecekleri üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, genel olarak okul öncesi dönemde çocukları okuma yazmaya hazırlayıcı etkinlik ve uygulamalar üzerinde durularak, bu uygulamalar vasıtasıyla kazandırılacak okuma yazma becerileri ele alınmıştır.
Üçüncü bölümde, okuma kavramı özellikle birinci sınıf düzeyinde ele alınmış ve çeşitli ses, hece ve kelime çalışmalarına örnekler verilmiştir. Ayrıca akıcı okuma, kelime hazinesinin önemi, okumada kullanılan zihinsel süreçler vurgulanmıştır. Dördüncü bölümde, yazı öğretimi ve yazma kavramının gelişimi tarihî olarak kısaca özetlendikten sonra yazı öğretimi aşamalı olarak ele alınmış ve çeşitli uygulama örnekleri verilmiştir. Özellikle yazmayı etkileyen oturuş, kalem ve defter tutma gibi hususlar görsellerin de yardımıyla detaylı olarak verilmiştir. Beşinci bölümde, ilk okuma ve yazma öğretiminde kullanılan yöntemlerden bazıları kronolojik bir sıralama içerisinde ilgili dönemlerin programları da göz önüne alınarak tanıtılmıştır. Altıncı bölümde, 2005 yılından itibaren okullarımızda uygulanmaya konulan Ses Temelli Cümle Yöntemi detaylıca örneklendirilerek ele alınmıştır. Burada özellikle hazırlık aşaması, seslerin kavratılmasıyla birlikte, hece ve kelimelerin nasıl üretileceği de örneklerle açıklanmıştır. Yedinci bölümde ise altıncı bölümdeki uygulama ve örnekler daha kapsamlı bir şekilde 2005 programında tanımlanan öğrenmeöğretme sürecine uygun olarak zenginleştirilmiştir. Bütün öğrenen ve öğreten camiasına yararlı olmasını temenni eder, bu güzel çalışmada bana ön söz yazma fırsatı veren değerli yazarlara da teşekkür ederim.
Prof. Dr. Hayati AKYOL
Ankara, 2009 |