Kitap Tanıtımı |
Bu topraklarda aydın muhiti, okumuş adam olarak kabul edilir ve devletin memuru sayılır.
Memur olan ise "kul'dur". Aydın, muhafazakar önderin veya hükümetin kulu, memuru
haline geldiği zaman ondan devrimci bir hareket beklenemez. Oysa tam da böyle olmadığı
zamanlarda aydın ilerici ve devrimcidir. Türkiye'de aydın gericilikten ziyade ilericilik
yanındadır ancak önemli bir eksikliği vardır: Kendini etkin yapacak güçten yoksundur.
Bu açıdan bakıldığında sosyal ve iktidar yaşamda, sınıfsal olgunun Batıdaki gibi berrak
biçimde gelişip serpilmediği Osmanlı toplumunda görülen iktisat ilişkilerinin, aydın sınıfının
oluşuma zemin hazırlayan burjuva sınıfının tam anlamıyla gelişip serpilmesine müsaade
etmediğini görüyoruz. Bu durum elbette sonraki dönemleri derinden etkilemiş, gariptir ki
sınıfsız bir toplum söylemi bile iktidar odaklı aydınların tekrar ede geldiği bir kalıp düşünce
olmuştur.
Bu kitap Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e uzanan en önemli tarihsel kesitin belirli aydınlar
üzerindeki etkisini tespit ediyor. Kültür ve düşünce hayatında ve siyasal alanda önemli |