Kitap Tanıtımı |
SETİN İÇİNDEKİ KİTAPLAR: KARDEŞLER TAKIMI Normandiya’dan Hitler’in Kartal Yuvası’na 101’inci Hava İndirme Tümeni, 506’ncı Alay, E Bölüğü NEFES KESEN FAALİYETLERİYLE EASY BÖLÜĞÜ'NÜN HİKÂYESİ... D-Day, Citizen Soldiers, Pegasus Bridge gibi İkinci Dünya Savaşı temalı eserler ile Eisenhower ve Nixon biyografileri gibi 25’ten fazla tarih kitabı yazmış olan ünlü Amerikalı tarihçi Stephen E. Ambrose, 1992 yılında Amerikan 101’inci Hava İndirme Tümeni, 506’ncı Alay, 2’nci Tabur, Easy Bölüğü’nün İkinci Dünya Savaşı’ndaki hikâyesini anlattığı Band of Brothers, yani Kardeşler Takımı’nı kaleme aldı. Ambrose’un bölüğün gazileri ile bizzat yaptığı röportajlar, mektuplar ve günlükler üzerine inşa edilen bu eser, Birleşik Devletler’de ve tercüme edildiği diğer ülkelerde çok satanlar listelerini uzun müddet altüst etti. Öyle ki, 2001 yılında aynı isimle TV’ye uyarlanan ve baş yapımcılığını Steven Spielberg ile Tom Hanks’in üstlendiği Kardeşler Takımı, böylelikle tüm zamanların en çok izlenen savaş dizisinin de kaynağı oldu. Alman paraşütçülerin, Norveç ve Hollanda’daki harekâtta Yıldırım Harbi doktrininin mühim bir unsuru olarak hava alanlarını, stratejik önem arz eden köprüleri ve tahkimatları süratle ele geçirmeleri ile Girit adasını başka herhangi bir sınıfın yardımı olmaksızın, tek başlarına işgal etmelerinin Müttefik dünyada getirdiği ses üzerine Amerikan 101’inci Hava İndirme Tümeni 15 Ağustos 1942’de faaliyete geçirildi. Tümenin ilk komutanı olan William C. Lee, 19 Ağustos 1942’de yayımladığı 5 No’lu Umumi Emir’de şöyle diyordu: “Kusursuz bir şekilde tatbik edeceğimiz silahlarımız ve taktiklerimizin tabiatı gereği, büyük çaplı önem arz eden operasyonları icra etmeye çağrılacak ve daima ihtiyacın en acil ve en yüksek olduğu vakitte muharebeye gireceğiz.” İkinci Dünya Savaşı’nın sonraki yılları, bu sözlerin ne kadar isabetli olduğunu birlik adına kanıtladı. 101’inci Hava İndirme Tümeni, sahile çıkacak birliklerin geçiş güzergâhlarını emniyete almak, cephe gerisinde kargaşa çıkarmak ve Almanların ikmal yollarını keserek kuvvetlerini sahile yoğunlaştırmalarını engellemek gibi, çıkarmanın salahiyeti açısından kilit rol oynayan bir görevle çıkarmanın ilk saatlerinde Alman işgali altındaki Normandiya'ya paraşüt açtı. Normandiya’da, bir kısmı günümüzde hâlâ Amerikan askerî okullarında ders olarak gösterilen Brécourt Manor taarruzu gibi başarılar kazanan Easy Bölüğü, bunun ardından, tarihin o zamana kadar gördüğü en büyük hava indirme harekâtı olup, 17-25 Eylül arasında Hollanda’da icra edilen ve Müttefiklerin yenilgisiyle sonuçlanan Market-Garden Harekâtı’na katıldı. Müteakiben, Hitler’in savaştaki son taarruzu olup, Alman kuvvetlerinin Amerikan hatlarını yardıkları ve Amerikan askeriyesinin tarihindeki en büyük kayıplarını verdiği Ardenler Harekâtı’nda, kuşatma altındaki stratejik Bastogne kentini çetin kış şartlarındaki müdafaasıyla, 101’inci Hava İndirme Tümeni bünyesinde şöhret kazandı. Daha sonra Almanya içlerine girip, Dachau kompleksine bağlı toplama kamplarından birini özgürlüğe kavuşturmak suretiyle Nazi toplama kamplarının dehşetine tanıklık eden bölük, ayrıca Hitler’in Bavyera Alpleri’ndeki ünlü ikametgâhı Kartal Yuvası’na giren ilk birlik oldu. Elinizdeki kitap, ülkemizde genellikle Kardeşler Takımı dizisiyle tanınan Easy Bölüğü’nün hikâyesini, diziye temel olan orijinal kaynağından Türk okuyucusuna sunuyor. Kimi zaman askerlerin kendi ağızlarından, kimi zaman günlüklerden ve benzeri birincil kaynaklardan faydalanılarak kaleme alınmış olan bu eser, akıcı ve samimi diliyle okuyucuyu, sanki âdeta askerlerin arasındaymışçasına, Normandiya’dan Hitler’in Kartal Yuvası’na uzanan nefes kesici bir maceraya çıkarıyor. SAVAŞ GÜNLÜKLERİ, 1939-1943 MUSSOLİNİ'NİN DAMADI VE İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANLATIYOR 'İkinci Dünya Savaşı ve Mussolini İtalyası’na ışık tutan temel kaynaklardan biri.' İlber Ortaylı Mussolini’nin damadı ve İtalya Dışişleri Bakanı olan Kont Galeazzo Ciano, 11 Ocak 1944’te, Yüksek Faşist Konsey’de Mussolini’nin görevden alınması lehine oy kullanan diğer kişilerle birlikte kurşuna dizildi. Sumner Welles’in hakkında, “Zamanımızın en kıymetli tarihi belgelerinden biri” dediği ve Ciano’nun İkinci Dünya Savaşı’nı biçimlendiren en önemli kişilerle yaptığı görüşmeleri ve düşüncelerini içeren günlüğü ise, Almanların ve Mussolini’nin aksi yöndeki çabalarına rağmen, karısı Edda tarafından Müttefiklere ulaştırıldı. Savaş Günlükleri, Nazi liderlerinin yargılandıkları Nürnberg Mahkemeleri’nde saldırı savaşı tasarlamak suçu isnat edilen eski Almanya Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop’un aleyhine delil olarak sunuldu. Kont, İtalya’yı kazanırsa dahi kaybedebileceği bir savaşa sokmamak hususunda Mussolini’den daha öngörülü olduğunu kanıtlamıştı. Savaş Günlükleri’nin içerdiği bilgiler, İtalya’nın neredeyse kansız bir şekilde Arnavutluk’u ilhak edişini, Hırvatistan üzerindeki planlarını, ülkenin İkinci Dünya Savaşı’na ne kadar hazırlıksız bir şekilde girdiğini, Yunanistan’daki ve Kuzey Afrika’da yaşadığı felaketleri anlamak adına altın değeri taşımaktadır. Ciano’nun, Almanların bu ülkeyi istila etme planlarını Belçika’ya sızdırdığı ve Japon hükümetinin Pearl Harbor baskınından dört gün evvel Alman ve İtalyan hükümetlerini bilgilendirdiği gibi tarihi bilgiler de ilk kez bu vesikada ortaya çıkmıştır. Ayrıca günlükler, İtalya’nın Balkanlar’da Türkiye’yi dikkatle gözlemlemek suretiyle icra ettiği politikayla, Mussolini İtalyası’nın savaş öncesinde ve savaş sırasında Türkiye’ye karşı benimsediği tutuma dair mühim bilgiler içermektedir. William Shirer gibi yazarların, döneme ilişkin kült kitaplarını kaleme alırken sıklıkla istifade ettikleri Savaş Günlükleri, sunduğu eşsiz bilgilerle okuyucuyu İkinci Dünya Savaşı’na dair birçok hususta aydınlatacağı gibi, ona siyasi tarihin en çalkantılı dönemlerinden birinde, amansız bir güç siyaseti ile iç içe geçen diplomasinin nasıl icra edildiğine ilişkin, izlerini günümüzde de bulabileceği mühim kesitler sunacaktır. VATAN VE FÜHRER İÇİN - 1. SS Panzer Tümeni'nden Bir Askerin Anıları HİTLER’İN SEÇKİN MUHAFIZ BİRLİĞİ’NDEN BİR ASKERİN ANILARI Birçok Alman gibi, Berlinli okul çocuğu Erwin Bartmann da Naziler tarafından körüklenen Zeitgeist’ın cazibesine kapıldı. Dünyanın en iyi ülkesinde büyüyor olduğuna ikna olan Bartmann, Hitler’in seçkin Waffen-SS birliği Leibstandarte’ye katılma hayali kurdu. Uzun boylu, sarışın, mavi gözlü ve sadece 17 yaşında olan Erwin’in hayali, çırak olarak çalıştığı Memeler Strasse’deki Glaser fırınından ayrılıp Berlin’deki Lichterfelde kışlasına gönüllü olarak adımını atmasıyla 1 Mayıs 1941’de gerçek oldu. 1941 yazının sonlarına doğru Sovyet Cephesi’ne varan Erwin, 4. Bölük’e bağlı bir ileri muhabere mangasında vazifelendirildi ve çok geçmeden hayatta kalmanın şansa veya bir koruyucu meleğin himayesine bağlı olduğunu keşfetti. Bir şarapnel parçasının destansı Kursk-Prohorovka Muharebesi sırasında akciğerine saplanmasıyla iyi şansı 11 Temmuz 1943’te son buldu. Bir nekahet döneminin ve Unterscharführer’liğe yani astsubaylığa terfiinin ardından, Berliner Ring Otobanı’nın doğu kısmına yakın bir noktada konuşlanmış olan Eğitim ve İkmal Taburu’nda makineli tüfek eğitimciliğiyle görevlendirildi. Kızıl Ordu’nun Seelow Tepeleri’ne yönelik büyük taarruzu başladığında, artık Regiment Alayı‘yla birleştirilmiş olan Erwin’in birliği, Oder Nehri’nin yakınlarındaki Berlin-Frankfurt Otobanı’nın güney kanadına gönderildi. Erwin, Alman savunmalarının çok geçmeden çökmesi ve Hitler Almanyası’nın sonunun kaçınılmaz hâle gelmesiyle, hayatta kalmak için mücadele etmek ile SS’in “ölümüne sadakat” yeminini ifa etmek arasında tercih yapmak zorunda kalacaktı. Hitler Almanyası’nda büyüyen sıradan bir çocuğun yaşantısından, Sovyet cephesindeki dehşetengiz savaşa ve bombalarla enkaz hâline dönen Berlin’e kadar uzanan bu samimi hatırat, politikaya ve askeri stratejilere boğulmadan; karın, çamurun ve yağan mermilerin arasındaki askerlerin gerçek hikâyelerini bir roman akıcılığıyla anlatıyor. Vatan ve Führer İçin, İkinci Dünya Savaşı’nı bu kez kazananların değil, kaybedenlerin gözünden görmek ve okumak isteyenler için benzersiz ve kimi zaman da şaşırtıcı bir perspektif sunuyor. (Tanıtım Bülteninden) ) |