Kitap Tanıtımı |
Ölümlülere karşı vücuduyla ilgili cömert olduğu tek konu; teninin sadece bir kısmını, kendi ölçütlerine göre belirli bir seviyenin üstünde gördüğü erkeklere, yalnızca bir tapınağı ziyaret eder gibi seyretmeleri ve onun güzelliğine olan imanlarını tazeleyerek, ona daha çok tapınmaları için belli zamanlarda sergiliyor olmasıydı. Onun bizatihi güzelliğiyle oluşturduğu adeta kendine özgü bu dine, karşısındaki aciz varlıkların ilgileri artmaya başladığında; o vücudun gerçek sahibinin yine kendisi olduğunu, üstelik onları cezalandırır şekilde insafsızca hatırlatmaktan çekinmiyordu. Kendisine hep belirli bir ölçüde tapınılmasını isteyen, ona hiç ibadet etmeyenleri de, tüm vaktini aşırı ibadetlerle tüketenleri de kahretmeyi vaat eden bir tanrıçanın sıradan insanlar arasında kılık değiştirerek yaşamasına benzer bir hayatı yaşıyordu. Kendine tapınılan bu dinin, ne sınırlı bir çevrede kalmasını, ne de tüm Dünya'ya yayılmasını isterdi. Eğer Pınar'ın güzelliği sahiden bir çeşit din olsaydı, ona yalnızca seçilmiş insanlar inanabilirdi. |