Kitap Tanıtımı |
Biz biner binmez cezaevi arabası hareket etmişti. Uzun süredir ilk kez Moskova trafiğinin seslerini duyuyorduk. Bir süre sonra araba durdu, önce Betty Olberg ve ben indik, yiyeceklerin konduğu bir avluya götürüldük. Orada bizi Stolipin tipi, eski ve sıradan bir mahkûm vagonu beklemekteydi. Uzaktaki Beyaz Rusya İstasyonunu fark ettim. Buradan trenler Polonyaya ve batıya giderdi. Betty zor ayakta duruyordu. 'Bizi Almanyaya gönderiyorlar,' diye fısıldadım. 'Bu istasyondan başka hiçbir yere gidemezsin.'
Margarete Buber-Neumann, Alman Komünist Partisinin ünlü yöneticilerinden Heinz Neumannın karısıdır. Hitlerden kaçıp sığındıkları Sovyetler Birliğinde GPU tarafından tutuklanırlar. Heinz Neumann GPU bodrumlarında öldürülür. Margarete, Sibiryadaki Karaganda kamplarında çok ağır koşullarda zorunlu çalışmaya tabi tutulur. 1940 yılında, diğer Alman komünistleriyle ve farklı ülkelerden anti-faşistlerle birlikte, GPU tarafından Gestapoya teslim edilir. Beş yıl kaldığı Ravensbrück kampına ilişkin anlattıkları Auschwitz kampında yaşananların bir benzeridir. Kitapta, günde ortalama seksen kişinin öldürüldüğü Ravensbrück toplama kampındaki yaşamı, direnişi, Yahova Şahitlerini, kobay olarak kullanılan Polonyalı kadınları, Margaretenin yakın arkadaşı, Kafkanın sevgilisi Milenanın olağanüstü kişiliğini bulacaksınız.
Hem Sovyet hem Nazi kamplarını aralıksız yaşamış bir kadının olağanüstü anıları... |