Kitap Tanıtımı |
Geyikler telaşla terk ederdi su başlarını Uzun bir gölge gibi izlerdi bizi çocukluğumuz İçinde karlı dağlar olan bir masaldan söz eden kadının kederi İçimizdeki mühre benzerdi. Bakışın masumiyetini yitirirdi Aksayan adımlarımızda bir halkın yarım kalmış yolculuğu vardı Asırlık bir zeytin ağacının altında konuşmamıza tanıktı rüzgâr Güneş ışığını üflerdi ruhumuza Kalırdık sözcüklerin ağır yükü altında Kırılan dalların sesi kılavuzumuzdu Dururduk hızla akan bir nehrin kıyısında, Arınırdık kökleri acı olan sözcüklerle Mavi dağlar beklerdi seni, unutulmuş uygarlıklar Dorukta unutulan su korurdu belleğini... |