Kitap Tanıtımı |
Aralık'tı! Zemheriydi. Kar tanelerine kan bulaşmıştı. Kandı, zulümdü, ölümdü payımıza düşen. Diri diri yakılsak da, çiğnense de postallar altında bedenlerimiz; inadına sarıldık düşlerimize.
Gelincik kızılı düşlerimiz bir bahar dalı olup ısıttı içimizi. Çalamadılar gelecek düşümüzü. Baharın cemresi oldukça içimizde, umut bir erik ağacının dalında filizlenen çiçekler gibi gülümser hayata...
Baharın direngen çağrısıyla, kanat çırpıyoruz Öz-gür-lü-ğe! Kanat çırptıkça çoğalıyoruz. Çoğaldıkça umudun sesi, dört mevsim bahar güzelliğinde...
Çoğalmalı sesler! Kum taneleri gibi... Nar taneleri gibi.. Kar taneleri gibi.. Hani kar taneleri birbirine kenetlenir ya! Hani her kar tanesinin bir diğerine yapışması gibi... Sonra kar tanelerinin birbirini özümsemesi gibi...
Kum tanesi.. Nar tanesi.. Kar tanesi... Sonra karışmak birbirine... Bu kucaklaşma da yeni zamanlar yaratmak. Yaratılan yeni zamanlarda bilinci yükseltmek. daha ileri, hep aynı ileriye koşmalı adımların... Baharın çağrısına kulak vermek sonra.. Hani baharda cemre düşer toprağa, suya ve havaya. Hani bahar da filizlenir ya çiçekler. Doğa tüm güzelliğini kuşanır. İşte öyle cemre düşsün tüm gönüllere! İçimizdeki baharın cemresi... |