Kitap Tanıtımı |
Bütün semavi dinlerin en büyük hedefi dünyaya barış getirmek, insanları bahtiyar kılabilmektir. Orta Çağ’da hak bir din yayılıyor fakat huzur hızla ortadan kalkıyor, savaşlar geliyor. İncil’e kan karışıyor. Kiliseler kutsal mekânlarken işkence alanlarına dönüşüyor. Bu kaosun ortasında, zekâsıyla birçok âlimi önünde diz çöktürecek, gerçekle evliliği onlarca güçlü erkeğe tercih eden Pagan bir kadın… Ona âşık onlarca erkek… Elinizdeki bu eser, Arşimet’in, Öklit’in dirseklerini değdirdiği masalarda ders çalışan bir kadının hikâyesi. Batı dünyasınca üzerinde çokça eser üretilen, bizim ise pek aşina olmadığımız bir isim Hypatia. Ünü dünyanın dört bir yanını sarmış Romalıların, kusursuz işlediği bir cinayet bu gerçek hikaye. Öyle ki sonraları torunları bu ahmakça işlenen cinayetten utanacak, yapılan bu korkunç vahşetin izlerini silmek için Hypatia’ya özür mahiyetinde, eserlerini yaşatmak için nice projelere imza atacaklardı. Hem de dedelerinin bu katliamın duyulmaması için Hypatia’nın bütün eserlerini yakıp yok etmelerine rağmen.‘İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız’ diyen bir Peygamber’in ümmeti olduğunu umarak, Pagan bir bilim kadınının hayat hikâyesini ele alıp haklı yanlarını tarafsızca belirtiyorum. Onu saygıyla yâd ederken eserimi peygamber sanatını icra eden başta eşim olmak üzere bütün eğitim sevdalısı öğretmenlere adıyorum. Bizi aydınlatmaya devam eden yüreğinize saygı ve sevgiyle.. (Tanıtım Bülteninden) ) |