Kitap Tanıtımı |
Güneş herkese eşit doğar ancak herkes eşit bir güne uyanmaz. Şehirde uyananla köyde uyanan birinin gözünü açtığı değerler de umutlar da başkadır. Sivas’ın Meşeli köyünde, unutulmaya yüz tutmuş birçok değer hâlâ varlığını sürdürüyordu. Ancak büyük şehri görenler onun ışıltılı dünyasına aldanıp bu değerleri öksüz bırakarak göç etme sevdasına düşüyordu. Oysaki şehirler, büyümüş köylerdi. Büyürken de tıpkı bir insanın çocukluktan çıkması gibi bazı değerlerini geçmişte bırakıyordu. İçindeki çocuğu duyamaz oluyordu insan o kalabalık şehirlerde. Zöhre kadın, Kara Meryem, Muhtar Osman, Topal Hamza… Elleri toprak gibi çatlak, yürekleri Düğün Deresi gibi coşkun, umutları vadi gibi derin, insanlıkları gökyüzü gibi uçsuz bucaksız. Anadolu’nun o eşsiz güzelliğini, sıcaklığını, kokusunu ve gerçek değerlerini Meşeli köyünde yeniden duyumsayacak, yitip gitmemesi için içinizde bir şeylerin uyandığını hissedeceksiniz. (Tanıtım Bülteninden) ) |