Kitap Tanıtımı |
Hoşça kal... Biricik meleğim... Seni seviyorum...
Kâğıdı özenle katlayıp tekrar zarfın içine koydu. Eliyle açtığı boşluğa yerleştirdi. Bir avuç toprakla üstünü kapattı.
Bir sarıçiçek kokusu yürüdü dudaklarından kirpiklerine doğru.
Yatanların hepsine bir bir baktı, pencereden dışarı bakar gibi, ağaçlara, gökyüzüne bakar gibi...
Olay akşamını düşündü. Meleğinin sarı saçlarının kokusunu düşündü.
Dudaklarından yürüyen sarıçiçek kokusu vardı ya, kirpiklerine doğru yayılmıştı ya gökyüzünden çekilen yıldızlar gibi birer birer çekilip gitmişti şimdi. Hem de hepsi...
Avazı çıktığı kadar bağırmak istedi. Başını yukarı doğru kaldırdı. İki eliyle bastırarak susturmaya çalıştı yüreğini.
Bir kasım akşamında meleğiyle beraber diğer yitirdiklerini düşündü.
Küçük bir yaşam kaydı gözlerinden. Alaycı bir rüzgâr geçti önünden yüzünü yalayarak.
Hüzünlü, bir o kadar da isyancı yüreğinin seslenişini düşündü. Hepsi gölgesinde kümelenen umudun, sevginin yansıması, acısının kol kola haliydi sıralananlar...
Güneş arkada, gölgesi önde.
Umut sarmalı olmuş zamanla ayrılıyordu yine.
Aklında kendiliğinden sıralananlar...
Saklanmış hayalleri... |