Kitap Tanıtımı |
Türkiye Cumhuriyeti nin anayasasında devletin "demokratik bir hukuk devleti" olduğu kayıtlıdır. Ancak gerek gündelik hayatta maruz kaldığımız bazı uygulamalar gerekse gazete ve televizyonlarda rastladığımız bazı hadiseler, bu ibarenin Türkiye de kamil anlamda geçerlilik ve hakimiyet kazanmadığını göstermektedir.
Kamusal otoritenin kendi otoritesini pekiştirmek için yaptığı bazı tasarruflarda "hukukun üstünlüğü" ilkesini gözardı ettiği söylenebilir.
Özellikle 28 Şubat sürecinde hukukun siyasallaştığı hem hukuk çevrelerinde hem de siyasal çevrelerde sık sık tartışılan meselelerdendi.
Kürşat Bumin bu kitabında, 28 Şubat sürecinin önemli bir merhalesi sayılan Refah Partisinin kapatılması davasıyla ilgili AİHM in gerekçeli kararının Türk medyasında ele alınış biçiminden itibaren bu "hukuksuzluk sürecinin" bir günlüğünü sunuyor okura. Hukukun ve siyasetin iç içe geçtiği bu dönemin medyasını günü gününe, dikkatli ve eleştirel bir gözle okuyup değerlendiren Kürşat Bumin o alışık olduğumuz ironik üslubuyla bir dönemin panoramasını ince ayrıntılarıyla birlikte ortaya çıkarıyor.
Başörtüsü yasağı etrafındaki tartışmalardan, Akkise olaylarına dek gündelik hayatımızdaki hukuksuzlukların bir arkeolojisi olan bu eser böylelikle yaşadığımız hayatta karşılaştığımız ya da karşılaşabileceğimiz hukuka aykırı uygulamaların temellerini ortaya koyuyor.
Medya, hukuk, siyaset üçgenindeki hukuksuzlukların giderilmesi demokratik bir topluma ulaşmanın en önemli aracıdır. "Hukuksuzluğun Günlüğü", Türkiye de yaşanan hukuksuzluklara işaret etmenin onları giderme yolunda bir ilk adım olduğu inancıyla okura sunuluyor. |