Kitap Tanıtımı |
Toplumsal hayat iş bölümüne konu olduktan yani devlet düzenine geçildikten sonra mevzuat veya hukuki düzenleme, devlet yönetiminde en yaygın kullanılan siyasi araç olmuştur. Hukukun normatif yönünü oluşturan düzenlemeler ile, toplumsal düzenin, kamu güvenliğinin ve sağlığının korunması, temel hakların ve özgürlüklerin güvenceye alınması, adaletin gerçekleşmesi sağlanır ve ekonomik hayata müdahale edilir. Halk başta güvenlik olmak üzere sağlık, eğitim, çevre, sosyal politika ve ekonomi gibi alanlara hükümetlerin müdahale etmesini ister. Düzenlemelerin gerekliği ve yapılışı, ülkesel farklılıklara göre değişebilmektedir. Düzenleyici kararlar; ulusal kültür, politik koşullar ve idari şekil gibi şartlara göre oluşmakta, bu unsurların bir veya bir kaçının etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Ülkeler, düzenleyici kararların hazırlanmasında hangi yöntemleri uygulayacaklarına kendi özel koşullarına göre karar verebilmekte ve doğru kararlara ulaşmak için, çeşitli yöntem ve tekniklere başvurmaktadırlar. Yapılan hukuki düzenlemelerin, olumlu etkileri kadar toplum ve bireyler üzerinde olumsuz etkileri de olur. Mevzuat düzenlediği alana ve kişilere gerekli korumayı sağlayıp ve haklarını güvenceye alırken, ekonomi üzerinde önemli maliyetleri olmakta, yani topluma yeni yükler getirmektedir. Bu maliyetlere devlet, ekonomik birimler ve vergi ödeyen vatandaşlar katlanmaktadır. Düzenleme maliyetlerinin azaltılması, faydasının ve kalitesinin artırılması amacıyla birçok devlet kapsamlı düzenleme reform programları yürütmektedir. Yeni düzenlemelerin daha kaliteli çıkmasını sağlamak ve mevcutları gözden geçirip yenilemek için birçok teknik ve araç geliştirilmektedir. Düzenleyici etki analizi bu araçlardan en yaygın olarak kullanılanıdır. Düzenleyici Etki Analizi; herhangi bir normatif düzenleme önerisi ile birlikte, önerinin gerekliliğini, hedefini, gerçekleştirilmesi için alternatif yolları, maliyet ve fayda değerlendirmelerini ve bunun nasıl uygulamaya konulacağı hususlarını analitik bilgiye dayanarak ortaya koyan bir tekniktir.
Düzenleyici Etki Analizi, düzenleyici reformun bir aracı olarak kabul edilmekte ve rasyonel analiz yapılmasına olanak sağlamaktadır. Düzenleyici Etki Analizi, politika oluşturma sürecinin ayrılmaz bir parçası ve siyasi karar alma mekanizmasına yardımcı bir araçtır, onun yerine geçemez. Düzenleme önerilerinin benimsenmesi siyasi bir karardır ve politika yapıcılarına aittir. Hedefleri, dizaynı ve yönetsel süreçlerdeki rolü ülkeden ülkeye değişebilen esnek bir araç olan DEA, her ne kadar kararları kendi başına belirleme gücüne sahip olmasa da, verdiği bilgilerin gücü, yanıt aradığı sorular, sunuş yöntemi ve karar sürecinde yerleştirildiği konum, politika kararlarının alınmasında etkili olabilmektedir. Daha iyi düzenlemenin diğer önemli bir unsuru da, iyi işleyen bir danışma sürecidir. Hukuki düzenleme sürecinde paydaşların demokratik katılımı ve katkısının alınması, kamu kesiminde demokrasi kültürünün gelişmesine ve yerleşmesine, şeffaflığın artmasına yol açacaktır. Danışma, geniş anlamda politika oluşturma, karar alma ve yasama sürecinin bir parçası olarak ele alınmalıdır. Neden, ne zaman, nasıl ve kiminle danışma sorularına doğru yanıtlar verebilecek iyi işleyen bir danışma sürecini içeren esnek bir DEA planlanmalıdır. Daha iyi ve kaliteli düzenleme için DEA, iyi bir DEA için etkin ve yaygın bir danışma süreci şarttır. Yurttaşların ve sivil toplumun oy vermenin dışında, yasama ve politika oluşturma süreçlerine katılımı, sesini duyurabilmesi, kendini ifade edebilmesi standartları hukuk kurallarıyla belirlenmiş istişare süreciyle mümkündür. İyi işleyen bir istişare süreci, çoğulcu katılımcılık ve şeffaflıkla mümkün olabilir ki, bu da mevcut yönetim süreçlerinde sürekli yenilikleri ve algı değişikliklerini gerektirir.
Kanunların ve diğer düzenleyici işlemlerin kalitesi; karar alma sürecinde etkin sivil bir katılımı da içeren DEA Raporunun varlığının yanı sıra, maddi içeriği bakımından genel hukuk ilkelerine uygun olup olmadıklarına, zıt yararlar arasında denge kurup kurmadıklarına, hakları ve menfaatleri adalete uygun dağıtıp dağıtmadıklarına, ihtiyaçları karşılayıp karşılamadıklarına bağlı olup; ayrıca, düzenleme tekniği, tutarlılık, etkililik, belirlilik, sadelik, anlaşılırlık, ulaşılabilirlik ve incelenebilirlik yönlerinden de değerlendirilmesi gerekir.
Bu ilkeler doğrultusunda düzenleme önerilerinin hazırlanması ve düzenleme hazırlama süreçlerinin iyileştirilmesi için farkındalık yaratılması, düzenlemelerin kalitesinin yükseltilmesinde süreklilik sağlayacaktır. Bu nedenle kitapta; gerekli temel hukuk bilgisi yanında, hukuki düzenleme ya da norm koyma tekniği bütün yönleriyle ele alınmaya çalışılmıştır. |