Kitap Tanıtımı |
Iraklı ustadan, adaletin gafletine dair bir trajikomedi.
Iraklı Aziz Mahmud Sayid, hiç olmadık şekilde kendisini, içinde politik suçluların bulunduğu bir hapisanede buluverir. Orada, örgüt liderleriyle, farklı kültürlerle yetişmiş entellektüellerle, ardından işkence kurumuyla tanışır. Adaletin körlüğü hesapsız acılara yol açar. Üstüne üstlük işin içine bir de aşk karışır. Kafkaesk bir labirentin karanlığını andıran hapisanenin bürokrasisi ondan yapılması kolay bir fedakârlık daha ister : Basit bir suçu üstlenmek. Ve Aziz, yaşadığımış ve şekillendirdiğimiz kusurlu dünyayla uzlaşma ya da onu reddetme arasında Hücre'de sıkışıp kalır.
Diğer odadan gelen yanık et kokusunu alabiliyordum. Bana baharda yeşeren otların kokusunu hatırlatmıştı. 'Bazen insanlar ölümü seçerler mi?' diye düşündüm. Gerçekten bilmiyordum. Ama bir adam hayatı tamamen yaşanılamaz hale gelmeden böyle bir şey asla düşünemez diyordum kendi kendime. |