Kitap Tanıtımı |
"Sana söylediğim hiçbir şeyi hatırlamayacaksın ve parolayı duyduğun anda onu benim için öldüreceksin."
Bir parti sonrası Jannis evinde ölü bulunur. Karısı Annabel suçu kabul eder ve tutuklanır. Çiftin en yakın arkadaşı olan Inka ise Annabel'in bu itirafını şüpheli bulmaktadır. Onun hipnoz altındayken ve herkesin bilmesini istemediği bir sır yüzünden kocasını öldürdüğünü düşünmektedir. Kendisi de uzun zamandır Annabel ile aynı kliniğe gittiği için olayı ancak psikiyatristin hipnoz seanslarıyla aydınlatabileceğini düşünür.
Bir şizofrenin verdiği gizemli not, bahçesinde bulduğu şifreli talimatlar, labirent gibi bir kütüphanede onu bekleyen ölüm oyunu Bu tuhaflıkları görebilen yalnızca o muydu, neden kimse ona inanmıyordu? Inka belki gerçekten deliriyordu, belki de bir tuzağın ortasına çekilip bu zihinsel oyunlarla delirmesi isteniyordu.
Cinayet masasında çalışan kocası Peter onu bu davadan uzak tutmaya çalışsa da, Inka bilinçaltına yapılan kodlamaların nedenini arayacaktır. Psikiyatristin iddia ettiği gibi hipnoz o kadar zararsız mıydı, yoksa asla uyanamayacağı bir kabus mu başlıyordu?
"Gerçekten büyüleyici, kaçırılmayacak bir gerilim romanı. Önünde saygıyla eğiliyorum."
Arno Strobel |