Kitap Tanıtımı |
Yıkılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu´nun bir ferdi olarak doğan Kıvılcımlı, Bağımsızlık Savaşı sırasında gönüllü olarak cepheye gitmiş, Sovyetler´in de büyük desteğini alan sosyalist eğilimli gerilla gruplarıyla birlikte, emperyalist işgale karşı direnişteki yerini almıştır. Terminolojimize kattığı onlarca terimin arasında müstesna bir yeri olan "En eski sosyalist" sıfatını fazlasıyla hak etmiştir. Ancak "En eski" olmak onu yavaşlatmamış, ölümüne dek her fırsatta okumuş, düşünmüş ve yazmış; bilindiği kadarıyla 50 bin sayfalık bir külliyat yaratmış, eşine ender rastlanır bir karakterdir.
TKP içerisinde ve haricinde yürüttüğü çalışmalar nedeniyle tam 22 yılını hapiste geçirmiştir Kıvılcımlı. Ne kendi kuşağı ne de günümüz kuşağı arasında çok fazla anlaşılamamış, "nev-i şahsına munhasır" bir kişidir. O kadar çok şey yazmış ve aktarmıştır ki, sadece yazdıklarını okumak bile yıllar alabilir. Belki de bu sebeple çok da popüler bir politikacı olmamıştır.
Onu ayrıcalıklı kılan, meydana getirdiği farklı tarihsel ve politik yaklaşım biçimleridir. Ona gelene dek tarihi kazananların yazması bir kural olmuşken, o tarih anlayışının temellerini sarsmış, ilerlemeci tarih anlayışından serbest bir tarih anlayışına geçişi sağlamıştır. Elbette ortaya koyduğu tespitlerin etkilerini kısa sürede görmek mümkün olmamıştır; ancak o ardında halk savaşı tezleri, toplumsal örgütlenme, dilin yeniden inşası ve benzeri binlerce konuda hatırı sayılır ve saygıya değer bir hazine bırakmıştır. Okundukça anlaşılması dileğiyle
|