Kitap Tanıtımı |
Bizim burada toprağı seyreder insanlar. Az yüksek bir tepe olsun, bir dağ yamacında olsun durup saatlerce ovaya bakarlar. Mevsimin bir önemi yoktur. Bazen yeşildir, bazen boz, bazen de küle çalan bir kara tablodur baktığın. Ova köyleri tepelere veya yamaçlara kurulmuş köylüleri kıskanırlar. Onlar sıcaktan, sinekten, sıtmadan, yılandan ve akrepten illallah etmişken yamaçlara kurulmuş köylüler ovayı seyrederler. Çöçelli köyünün Boyun Obası’nın tepesinden veya Antep’ten Nurdağı’na inerken Kömürler’e gelmeden o yamaçtan bakınca ufkun bir ucu Toros’a, diğer ucu Ahir Dağları’na kadar uzanan bu ovada uçsuz bucaksız toprağa karışır gidersin. Antep’ten Nurdağı’na inerken Kömürler’e gelmeden o yamaçtan bakınca içinden çıkılamaz bir büyüye kapılırsın. Zannedersin ki o ovanın hepsi, o toprak sadece sana aittir, herkes kör olmuş da sadece sen görüyorsundur onu. (Tanıtım Bülteninden) ) |