Kitap Tanıtımı |
"Ben Havva. Âdem'in kaburga kemiğinden yaratıldım. İsmim insanlığın kaderi kadar yaşlı.
Ben Havva. İlk günahtan suçlu bulundum. Çoğu zaman kendimi avuttum. Kışın ortasında açıp, yazın
ortasında soldum. Yalancı baharda çiçek açtım. Yalancı insanlara umutlar bağladım. Vefa da benim
cefa da.
Ben Havva. Şimdi hayatta en çok sevdiğim iki insanın mezarının başındayım..."
Yazdım...
Çünkü benim gibi kadınlara örnek olmak istedim. Onlara asla yılmamalarını, vazgeçmemelerini
haykırmak istedim. Her sabah uyandıklarında, aldıkları nefese şükretsinler, umudun peşini hiç
bırakmasınlar istedim.
Çünkü benim hayattaki sınavlarım ağırdı, çok ıstıraplı geçti... Ama sonunda savaşı ben kazandım,
kazanılacağını bilsinler istedim. Her karanlığın sonunda aydınlığın olduğunu göstermek istedim.
Çünkü artık özgürdüm ve özgürlüğümün tadını çıkarıyordum. Yıllarca kötürümdüm şimdi ayaklarımın
üstünde duruyordum. Bunu herkesin yapabileceğini anlasınlar istedim. Ayağa kalkmak için mutlaka
bir yol olduğunu anlatmak istedim.
Çünkü biz kadınların sevgi ve emek harcaması gerektiğini anlatmak istedim. Dostlar biriktirmek
gerektiğini, onlardan gelen acı sözleri şerbet diye içmek gerektiğini, gözyaşı ve kedere yenilmemek
gerektiğini herkese duyurmak istedim. Çocuklarımızı, hele ki erkek çocuklarımızı sevgi dolu
büyütmenin ne derece önemli olduğunu, bir kadına nasıl davranılacağını ancak bizden
öğrenebileceklerini bağıra bağıra söylemek istedim.
Çünkü sevmek lazımdı. Anlamlı olan her şeyi... Bunu anlatabilmek istedim. |