Kitap Tanıtımı |
Post-insan olmanın ne anlama geldiğiyle başa çıkmak için, son derece etkili bir post-fotoğrafa ihtiyaç duyacağız. Pazar ideolojilerinin yerkürenin her yerinde kazandığı zaferle sarsılan toplumlarda sanatçı kimdir? Yaşamın neresinde kendisine bir sığınak buldu? Kaybettiği entelektüel kostümünün çıplaklığını, hangi kreasyondan edindiği ikinci el giysi ile örtüyor? 3. Dünya’nın kolektif toplumsal kimliğinden sıyrılıp; özgün, özerk, özgür sanatçı kimliğine dair ütopyayı kendileştirmesi olanaklı mıdır? Böylece her zaman bir hurdayı büyük bir başyapıta dönüştürme becerisine sahip ve aynı zamanda bir başyapıtı da çoğaltıp beşer kuruşa satılabilecek bir tuvalet kâğıdına dönüştürme becerisine sahip sanayi ekibiniz olacak. Zaten postmodernin ürettiği nedir? Küreselin pazara sunduğu nedir? Sıradan beğeniyi, sıradan ilgiyi, sıradan tüketme tutkusunu doyurmaktır. Çoğunluk sıradanı veya gündeliği temsil ettiği için, üretilen de sıradan ve gündeliktir. Tam da bu noktada fotoğraf sanatçısı durumun en kazançlı aktörü haline geldi. Bazı insanlık acılarını paylaşmak bir insani sorumluluk iken, küresel pazar, insanlık acılarını bile bir pazar metaına dönüştürüyor. Modernizmin karşıtı, tüm eleştirel tutumuna rağmen Postmodernizm olamaz. (Tanıtım Bülteninden) ) |