Kitap Tanıtımı |
Diplomasi ve uluslararası ilişkilerde başarılı olmak, devletlerin nüfus sahibi olmasının ilk kıstaslarındandır. Bu başarı sayesinde devletler, başka devletlere karşı güç kazanır, koz elde eder ya da saygınlığını arttırır. Aynı zamanda milli şuur sahibi diplomatların varlığı bu başarıya artı bir değer katar. Bir diplomat olarak ait olunan milletin kültür, tarih ve diplomasisine nasıl güç katılır sorusu sorulduğunda "Hamdullah Suphi gibi" cevabı verilebilir.
İsmi Türk Ocakları ile özdeşleşmiş olan Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk Ocaklarının 1931'de kapatılmasının ardından Bükreş'e elçi olarak atanmıştır. Tanrıöver İstanbul Türk Ocağı'nda yaptığı konuşmasında "Aziz Türk Ocaklı! Sen Türk'ün gören gözü, duyan kulağı, uyanık vicdanısın" demişti. Kendi sözünde olduğu gibi, Hamdullah Suphi elçi olarak gittiği Romanya'da "Türk'ün gören gözü" olmuş ve Dobruca ile Besarabya'da yaşayan Gagauz Türkleri ile yakından ilgilenmeye başlamış, Anadolu Türklüğünün bu insanları görmesini, anlamasını ve hatırlamasını sağlamıştır. Aynı zamanda Gagauzların eğitimleri, sorunları ve kültürel meseleleri ile de ilgilenmiş bu konuda hem Ankara'ya raporşar yazmış hem de Romen hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Bir çok Gagauz yerleşim yerinde Türkçe okulların açılmasını sağlamış, Türkiye'den buraya kitap ve eğitim araçlarının gelmesini sağlamıştır. Ardından Gagauz gençlerin Türkiye'ye gelerek eğitim görmelerini sağlamıştır. Bugün Gagauz yerinde bu etki halen hissedilmekte, Hamdullah Suphi'nin hizmetleri büyük saygıyla hatırlanmaktadır |