Kitap Tanıtımı |
ÖNSÖZ
Halkla ilişkilerde araştırma planlaması bir kaç yönden önemlidir: ilki, örgütsel bir işlev olarak gerekli rolleri gerçekçi biçimde yerine getirmek üzere araştırmaya duyduğu gereksinim. İkincisi, halkla ilişkilerin ve halkla ilişkilercilerin örgüt içindeki konumlarının gelişmesi. Bu gelişim, bir kariyer yükselmesi değil, halkla ilişkilerin gerçekten ne anlam taşıdığını, ne işe yaradığını, nasıl yaptığını sorgulamaya yol açacak reaksiyonun başlamasıdır.
Hem etkili bir halkla ilişkiler yönetimi, hem de halkla ilişkilerin anlam zenginliği için destek olan araştırma, halkla ilişkiler disiplini içinde kullanımını genişletmek için daha yakından tanınmayı gerektirir. Bir çok durumda, araştırma eksikliği yalnızca bütçe olmadığı için olmayabilir. Kimi zaman araştırma dünyasına girmekten korkanlardan ya da nasıl bir dünya olduğunu bilmeyenlerden de kaynaklanabilir. Gerçekten de, araştırma yöntembilimi birçok teknik ayrıntı, felsefi yaklaşım, toplumbilimsel analiz ve yönetim- koordinasyon sorunlarından bahseden geniş bir literatüre sahiptir. Diğer yandan da, kimi araştırma tasarımları yeni başlayanlar için bile başa çıkılamayacak türden değildir.
Bu kitap, araştırma ile ilgili bilinmesi gereken tüm ayrıntıları içermiyor, fakat halkla ilişkiler yönetiminde araştırmayla ilgili temel bilgileri kapsıyor. Araştırmanın önemine inançla yazılmış olmasına karşılık, bunun, halkla ilişkilerin ve diğer tüm örgütsel işlevlerin sorunlarına çare sihirli bir araç olduğu iddia edilmiyor. Hatta, halkla İlişkiler mesleğindeki deneyimin ve muhakeme gücünün geçersiz olduğu da savunulmuyor. Araştırma, sık sık kullanılabilir, fakat niçin yapılmak zorunda olduğu bilinmelidir. Halkla İlişkiler kararları araştırma, deneyim ve muhakeme gücünün birlikteliği ile her birinin tek tek olduğundan daha güçlü olabilir.
Bu çalışmanın hazırlığının bir parçası olarak Londra'da yapılan literatür taraması, yabancı kaynaklara ulaşmada çok yardımcı oldu. Bazı kişilerce olanak yaratılmasaydı, 2003 ve 2005 yazmda yürütülen bu literatür çalışmaları mümkün olmayacak. 'University of Westminster-Media and Communication Research Institute'm yöneticisi Prof. Colin Sparks ve aynı üniversitenin halkla ilişkiler lisans üstü programlarının yöneticisi Simon Goldsworthy bu kişilerin başmda geliyor. Her ikisi de bu kurumdaki araştırma ve tartışma olanaklarına dahil ederek büyük katkı sağladılar. Başka bir destek ise 'University of London-King's College'daki araştırma olanaklarını kullanmamı ve kurumundaki yönetim bilimi tartışmalarına kaülmamı sağlayan, ayrıca kendi çalışmalarını benimle paylaşan David Bevan'indir.
Böylece çalışmadaki yönetim bilimi bakış açısını geliştirmede önemli yardımı oldu. Adlarını andığım bu akademisyenlere, araştırma olanaklarını paylaşmadaki işbirlikleri ve araştırmaya verdikleri manevi destek nedeniyle teşekkür etmek isterim.
Son olarak belirtmek gerekir ki, burada, 'araştırma ve halkla ilişkiler' birlikteliğinin yarattığı büyük camianın tümünü yansıtmak mümkün değildir. Bu nedenle çalışma, araştırmacı niteliği tam olmayanlar için halkla ilişkilerde kullanılabilen bilimsel temelli araştırma planlamasını genel olarak ele almayı ve alana bir giriş rehberi olmayı amaçlamıştır.
Pınar Eraslan Yayınoğlu
İstanbul, 2005 |