Kitap Tanıtımı |
"Hep böyle mi olur? Ölüm hissi karartır mı ruhları? İnsanı yalnızlaştırır mı? Bu telaşsız, bu vurdumduymaz hayat: ölüm. Yokuoluş ya da yeniden varoluş: ölüm. Yaşam denilen sığ kuyunun dibi... herkesin kendi kuyusu... İki insan aynı kuyuda olabilir mi, iki insan aynı intiharın bir parçası olabilir mi: galiba bir sıkışmışlık hali..."
Uzun yıllar siyasi bir mücadelenin içinde yer alan Feridun, işkenceler altında geçen hapishane günlerinin ardından normal bir hayata dönmekte zorlanır. Hiçbir sosyal hayatı yoktur. Sevdiğini sandığı kadınla yaşadığı kısa süreli bir ilişki sonrası, hayatına başka kadın sokmaz. Yalnızdır ve saplantıları vardır ki bunlar onu hayata bağlayan ayrıntılardır: kitapları, küçük objeleri, maskeleri ve kuklaları...
Aklına neredeyse hiç gelmeyen bir anneyi ve tamamen unutulmuş erkek kardeşi de aile denildiğinde iki yabancı kelime olarak anımsar.
Feridun´un sakin hayatı gelen bir telefonla sarsılır. Çok eski bir tanıdık -bir o kadar da yabancı- ansızın ortaya çıkar ve bir hesaplaşma için, Feridun´un karşısına dikiliverir: Timuçin... O eski bir tetikçidir. Geçmişte işlediği cinayetlerin vicdan azabını çekmekte ve teslim olmayı düşünmektedir. Feridun bir şekilde onun teslim olmasını engellemek ister, bu aslında kendi özgürlüğü için de gereklidir. Geçmiş ve ilişkiler Feridun´un tüm dünyası olan evinde, kilitlediği kapısın ardında sorgulanmaya başlanır; gömüldüğü yerden ortaya çıkan hakikat, kötü bir koku yayar: bir beden yavaş yavaş çürür. Aslında hakikat ölmüştür.
Yazar sürükleyici bir gerilim/polisiye romanı olarak da okuyabileceğiniz bu yapıtında tüyler ürpertici sahneleriyle, iç hesaplaşmalarla bezeli, hangisi gerçek diye sorgulayacağınız, kimi zaman da kendinizle çelişkiye düşeceğiniz, bir dönem sonrası yaşananları yansıtırken suç, adalet, şiddet ve hakikat kavramları üzerinde tartışıyor.
Hasan Öztoprak, 1957 yılında İstanbul Balat´da doğdu. Sonradan Marmara Üniversitesi´ne dönüştürülen İİTİA Siyasal Bilimler Fakültesi´nden 1982 yılında mezun oldu. On beş yılı aşan politik faaliyeti sürecinde, defalarca gözaltına alınarak, üç kez tutuklandı, hapis yattı. Eski, illegal "Türkiye Komünist Partisi"ne üye olmaktan yargılandı. Edebiyat yolculuğuna şiirle başladı. İlk şiirleri 1984 yılında Yönelişler Dergisi´nde yayımlandıktan sonra aralarında İblis, Varlık, Düşler, Gösteri, Göçebe, E Dergisi de bulunan birçok dergide şiirleri ve yazıları yayımlandı. İlk şiir kitabı O Hayalle Kal 1991 yılında çıktı. İblis, Düşler, Göçebe ve E dergilerinin kurucuları arasındadır. 1990 yılından bu yana yayın sektöründe idari ve editöryal görevlerde bulundu. Bu süreçte hakkında üç kez dava açıldı ve DGM´de yargılandı. İstanbul´da yaşıyor. |