Kitap Tanıtımı |
Sözü nereye uzatalım? Kerevetin bulunduğu yerin toprağı yüksek ve dikenli otlarla kaplıdır. Hükümlülere özgü beyaz üniforma giymiş, kranta bir cellat kafileyi ölüm makinesinin yanıbaşında bekliyordur. Yargıçlara ve görevlilere saygılı bir selam sarkıtır. Başgardiyanın işareti üzerine iki kişi Hintli`yi yaka paça kerevetin üstüne çıkarır. Cellat da onların arkasından fırlar. İpi Hintlinin boynuna geçirerek sıkar. Hintli bunun üzerine "Ram ram ram" diye haykırmaya başlar. Bu ne bir dua, ne bir imdat çığlığıdır. Ama bir çan sesi gibi düzünseldir. İnsanın canına ateş bırakan bir tempodadır. Köpek buna bir inilti ile karşılık verir. Cellat ise bana mısın demez. Bir un çuvalını andıran keten bir torbayı Hintlinin başına geçirir. Hallahallah, "Ram ram ram" sesleri torbayı aşarak yine George Orwell`in ve de ötekilerin kulağına değin geliyordur.
Cellat aşağı iner, mahkumu boşlukta bırakacak mekanizmanın düğmesine parmağını yerleştirir.
Ey okur bizim kusurumuza kalma.
Biz geçmiş zamanı dillendiriyoruz. Arada bir yeni zamana da kaşık çalıyoruz ama pek belli etmiyoruz.
(Arka Kapak) |