Kitap Tanıtımı |
Ha-Ha bir çığlık, bir kahkaha, bir feryat, bir soru… “Akıllılık”la “delilik” arasında duran köhne bir duvar, görünmez bir sınır... Ve varolmanın püf noktasını yakalamak isteyen ama bir türlü yaşam oyununun kurallarını öğrenemeyen genç bir kadının hikâyesi… Katı ve tuhaf bir anneyle büyümüş, Oxford’da okumaya başlamış ve nihayet bir akıl hastanesine kaldırılmıştır Josephine. Etrafında hoplayıp zıplayan hayvanların, tesadüfen yan yana gelmiş türlü nesnenin ya da bir çarşafın çizgilerinin arasında, bir tavan arası penceresinin önünde, bir masanın altında, bir hendekte, yollarda hayatın peşine düşer yine de. Kimse öyle düşünmese de aşk için, neşe için doğduğuna inanmak ister. Tüm kırılganlıklarına rağmen özgürlüğü için muhteşem bir direniş gösterir. En büyük gücü de, en “normal” anlarda sahneye giriveren kahkahalarıdır.Jennifer Dawson’ın 1961’de yayınlanan ve aynı yıl James Tait Black Memorial Ödülü’nü alan bu kitabı, kadınları marjinalleştiren, histerik olmakla damgalayan, önemsizleştiren ve itibarsızlaştıran söylemlerle pratikleri gözler önüne sererken, bir yandan da bizi Josephine’in kahkahasına eşlik etmeye, kendi kahkahalarımızı onunkilere katarak neşemizin hudutlarını genişletmeye çağırıyor. “Keyif ve şaşkınlıkla yeniden kahkaha atıyordum. Kahkaham, tıpkı patlak bir borudan kontrolsüzce fışkıran sular gibiydi.” (Tanıtım Bülteninden) ) |