Kitap Tanıtımı |
İlk şiirimin yayımlandığı 1984 yılından başlayarak, tam 11 yıl düzyazıya hiç bulaşmadım. Büyük bir inatla şiirin gözbebeğine yüzümü resmetmeye çalıştım. Şiirle büyüdüm, şiirle küçüldüm. Güneşten ısınmış taşların üzerine, yaban hayvanlarının kardaki ayak izlerine, sevgilimin dünyanın en güzel S harfi olan sırtına, su içerken öldürülenlerin mezartaşlarına şiirler yazdım. Evrenin gördüğü uzun bir düş olan zamanı, yeryüzünün yaşanılır kılan emeği, yüreğimin ilkyaza duyduğu umudu ve en çok da doğduğum gün ebemin yüzüme çizdiği o bıyık altından gülüşü koydum olanların içine. Şiirden esirgediğim zamanlarda, onu aldattığımı düşündüm. Ama zamanla yaşadıklarım, okuduklarım ve düşlediklerim beni öyle yerlere götürdü ki, sözcükler şiirin belleğine sığmaz oldu. Sonunda, beni bir uçurumun kenarına götürüp eğer onları da yazmazsam aşağıya atacaklarını söylediler. Bir şiire baktım, bir de onlara... "Bunları yazarsam, sizlere kuma getirmiş sayılmam, değil mi?" diye sordum şiire. "Sen bize değil, uçuruma bak, uçuruma! Şaşkın herif!" diye yanıtladı. Uçuruma baktım ve bu kitaptakileri yazdım.... |