Kitap Tanıtımı |
Bütün bu ufak tefek işlerden sonra büyük ablam, küçük ablam, Kısmet beraberken son üç dört saatin ortaya çıkardığı vaziyeti anlattım. "Telaşlanmayın, ben şimdi gidiyorum, ameliyat yarın on birde. Biraz önce gelirsiniz. Çocuklar gelmesin. Başımda kalabalık istemem. Sonra lüzum hasıl olursa beraber küçük ablam kalır" dedim. Taksi geldi. Kendi kendime hastaneye gittim. Haberi, böyle hiç beklemiyordu, zavallılar. Kim bilir ne fena olmuşlar ve geceyi nasıl geçirmişlerdir! Ben de onun için mümkün olduğu kadar geç bildirdim. Kabil olsa ameliyata bile habersiz girerdim. Çünkü ölümden korkmak hiç içime gelmedi; büyük korkum hastalığın devam ederek öldürmesidir.
Yaşamının son iki yılını, 1950-1952 yıllarını kapsayan günlükleri sayesinde Orhan Burian´ı, 5 Mayıs 1953´te, henüz 39 yaşındayken yitirdiğimiz bu sıradışı bilim, düşünce ve edebiyat adamını gündelik yaşayışının ayrıntıları içinde izleyebiliyoruz. Günlüklerin, onun alışılmadık ve istisnai kişiliğini daha iyi anlamamıza yardımcı olacağı kuşkusuzdur. |