Kitap Tanıtımı |
Afrika Kıtası, dünyanın en eski ve bahtı kara talihine yenilmiş olan milletlerin meskûn olduğu kara parçasıdır. Anakaranın kuzey kesimlerinin hâlen kendi dillerini konuşuyor olması, on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar Osmanlı Devleti'nin o coğrafyada fiilen var olmasından ileri gelmektedir. Kıtaaltı Afrika havalisi ise dinleri, dilleri ve ülke kaynakları sömürgeci devletlerin elinde yok sayılarak Batı Devletleri'nin birer vilayetleri gibi İngilizce, Fransızca, Portekizce, Felemenkçe veya Almanca konuşan topraklara dönüştürülmüştür. Bunun aksine Osmanlı Devleti'nin 400 yıla yakın hükmettiği Kuzey Afrika ülkeleri Sudan'a kadar dilini, dinini ve kültürünü korumuştur. İşte Batı'nın sömürge imparatorlukları ile Osmanlı İmparatorluğu'nun Afrika'daki mirası bu minvalde şekillenmiştir. Peki Osmanlı Devleti'nin coğrafik sınırlarının dışında Kıtaaltı Afrika'da Osmanlı Devleti ile olan ilişkiler ne düzeydeydi? Güney Afrika'da Nur'ul Hamidiye, Nur'ul Osmaniye Camileri veya Osmanlı Kriket Kulübü ne sebeple kurulmuştur? Osmanlı Devleti için savaşmak isteyen Güney Afrikalı Müslümanlar kimlerdi ? Güney Afrika Müslümanları için yerli dili öğrenip onlara anadillerinde bir İslâm ilmihali yazan Osmanlı alimi kimdi? Ümit Burnu'nda Osmanlı ordusunun muvaffakiyeti için havralarda dua edip İstanbul'a bağış gönderen Yahudiler kimlerdi? Osmanlı Devleti'nin Güney Afrika'daki son diplomatı Mehmet Remzi Bey neden öldürüldü? Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatında onun için camilerde dua eden Cape Town Müslümanlarını bu denli etkileyen neydi? İşte bu çalışma Osmanlı Devleti'nin Afrika'daki coğrafik sınırlarının ötesinde fakat zihinsel sınırları dâhilindeki gönül coğrafyasında Osmanlı mirasını ortaya koymak gayesiyle hazırlanmıştır. |