Kitap Tanıtımı |
Kendini kızgın çöllerde uzay aracına benzeyen bir otonun içinde buldu. Arabada ne bir yolcu, ne de bir sürücü vardı. Yüreği, heyecandan yaralı bir güvercin gibi titriyordu. Masal kaçkını devler gibi bir karartı şeklinde uyuyan dağlar, araç ilerledikçe canlanıyor, uyanıyordu. Dağların altındaki tünellerden, alt geçitlerden hızla geçti. Tünellerin bitiminde sonsuz bir ışık huzmesinin içinde Beytullah ve Ravza bütün muhteşemliği ile gözlerinin önündeydi. Uzay aracı kuşlarla yarışırcasına tavaf etti siyah örtülü mabedi. Sonra bir yıldız kayması gibi uzayın derinliklerine doğru akıp gitti. |