Kitap Tanıtımı |
"Sanatçılarımız arasında belki ilk olarak Semih Balcıoğlu yakaladı bugünkü Türkiye´nin, İstanbul´un karmaşıklığını. Ve İstanbul´un en görkemli destanını, romanını, ağıtını çizgilerle yazdı. Yüzyılların İstanbul´u, minareleri, kiliseleri, surları, yalıları, köşkleri, sarayları, kuleleri, çarşıları, arnavutkaldırımlarıyla başını alıp giderken Semih Balcıoğlu, bu çekip giden İstanbul´a belki ağıtların en güzelini yaktı. İstanbul gitmiştir artık ve bizim onun arkasından ağıt yakmaktan başka umarımız yok. Ve gelen İstanbul gülünçtür, uydurmadır, yalancıdır. Bütün insanlığın yüzyıllar boyunca nazlayarak yaptığı bu şehri, alınterini, göz nurunu, yeni gelen yabancılaşmış insanlar, barbarlar bir anda yıkmışlar, yerine çirkinliğin tapınaklarını, apartmanlarını dikmişlerdir. Giden gitmiş, gidecektir, ama gelen böyle mi gelmeliydi? Semih Balcıoğlu´nun gülen çığlığı diyor ki: ´Bu iş böyle olmamalı.´ Güle Güle İstanbul ve hoş geldin Semih Balcıoğlu.
Yaşar Kemal
Güle Güle İstanbul, bundan önce 1979, 1985 ve 1996´da üç kez yayınlandı. Üç basım da kısa sayılabilecek sürede tükendi. Sonradan gördüğüm ve duyduğuma göre, bu kitabı çoğunlukla yurdumuzda yaşayan yabancılar, mimarlar, genç karikatürcüler almış. Bazı sanat eğitimi yapan okullarda da fotokopi sistemiyle çoğaltıldığını biliyorum. Son yıllarda bana sorulan soruların başında "Güle Güle İstanbul´u yeniden ne zaman bastıracaksınız?" geliyordu. Artık bu bir görev olmuştu benim için. Yeni eklerle, yeni bir boyutta bu kez Can Yayınları arasında sunuyorum Güle Güle İstanbul´u. |