Kitap Tanıtımı |
Bu kitabın görünürdeki konusu tarih ile retorik arasındaki ilişkilerdir; alttan alta işlenen konu ise kültür ile egemenlik arasındaki güç ilişkileridir. Ginzburg ele aldığı birbirinden farklı dört metin çözümlemesiyle "bütün kültürlerin aynı güce sahip olmadığı" gerçeğini irdeler. Önce Aristoteles´in tarihe ilişkin yargısıyla birlikte, kanıtların retorikteki çekirdeği nasıl oluşturduğu araştırılır. Buradan Konstantin´in Bağışı metninin sahteliğini ortaya çıkaran ve Avrupa terimini kültürel bir alanı belirtmek üzere kullanan ilk yazarlardan biri olan Lorenzo Valla´nın kanıt kavramını değerlendirme biçimine geçilir. Ardından başka bir kültür alanına ait başka bir metin gelir: Mariane adaları yerlilerinden Hurao´nun söylevi. Hurao Cizvit Fransız misyonlarının yöneticisi Le Gobien´in aktardığı kadarıyla İspanyollara karşı yerli halkı kışkırtmak amacındadır; ancak, Ginzburg´un deyişiyle, "söylev metnindeki çatlaklar" kültürel karışımını, dolayısıyla Le Gobien´in kanıtlara müdahalesini ele verir. Metin içindeki bu çatlaklar Flaubert´in bir romanının bir bölümünün çözümlenmesiyle yeniden retorik ile gerçeklik arasındaki gidiş gelişleri eğretilemeli bir çakışmayla resme döken Picasso´yu konu alır. Avignonlu Kadınlar tam da Picasso´nun peşine düştüğü bir bilimin kanıtı olacaktır: "Yaratan bireyi inceleyerek insan hakkında daha çok şey öğrenmeye çalışacak bir bilim". Ginzburg felsefe, edebiyat, antropoloji, resim alanlarında yaptığı derinlikli çözümlemeler yoluyla tarihin sanata, sanatın gerçeğin gücüne, egemenliğin de kültürleri dönüştürme biçimine dayandığını gösteriyor. |