Kitap Tanıtımı |
`-Siz, tüm aydınlar! Soylular ve efendiler! Bol bol nutuk atarsınız ama tehlikeye düşmeksiniz, dokunulmazlığınız vardır sizin. Nasıl olursa olsun, sizinle ilgilenirler. İşin içinden sıyrılırsınız hep. Sizler, sepetin üstündekilersiniz... dipte olsanız bile. Bu arada sıradan insan, basit adam tanrının günü bok temizlemek için kıçını yırtar, onu dinleyen kim? Bütün dünya üstüne pisler, iter-kakar, coplar, ağzına sıçar! Hayat mı ulan bu? Yolun tam sonuna gelmişken, ilke sahibi değil diye onu eleştiren bir soylu ile karşılaşır!
(...) Siz ne hinoğlu hinsiniz! ilkeleriniz ve inançlarınız! Tabii... gözbebeğinizdir onlar. Onları yerki yerine oturtursunuz, satarsınız, pahalıya mal edersiniz, ama eninde sonunda sayelerinde yaşarsınız. Ben neyim bütün bunlerın içinde biliyor musun? Sizin ilkelerinizi savunmak için kıçına tekme yiyen avanak! Daha başlarken şansım yok benim, sizinse her zaman arta kalan bir şansınız var.`` |