Kitap Tanıtımı |
Sadece bir kez yüz yüze görüştüler. 1927 senesinin yeni yıl tatilinde Albert Einstein, Berlin´de oğullarından birinin evinde kalan Sigmund Freud´u aradı. 47 yaşındaki Einstein; fiziki bilimlerin yaşayan en büyük sembolüydü; 70 yaşındaki Freud ise sosyal bilimler için aynı şeyi ifade ediyordu, ama beraber geçirdikleri akşam herhangi bir konuda fikir birliğine vardıkları söylenemezdi. Bir arkadaşı, birkaç ay sonra Einstein´a, psikoanaliz yöntemini tecrübe etmesi konusunda tavsiyede bulunduğu bir mektup yazdığında Einstein, "Üzgünüm ama isteğinizi yerine getiremem, çünkü analiz edilmeyip karanlıkta kalmak beni çok daha memnun edecektir," cevabını verdi. Öte taraftan Freud, Berlin´deki buluşmalarından hemen sonra Einstein´la ilgili olarak bir arkadaşına, "Ben fizikten ne kadar anlıyorsam o da psikolojiden o kadar anlıyor, o yüzden çok hoş bir sohbet oldu," diye yazdı.
"Freud ve Einstein´ın tahmin edebileceklerinden daha fazla ortak yönleri vardı. Yıllar önce, her ikisi de kendilerine ait bilimsel araştırmaların başındayken, aynı can alıcı bağlantıda birleşmişlerdi. İkisi de kendi alanlarındaki en önemli problemlerden birini araştırıyordu. İkisi de daha önce aynı problemlerle uğraşanları yenilgiye uğratan engellerle yüz yüze geldiler. İkisinin karşısındaki engel de aynı şeydi: Daha fazla kanıta sahip olmamaları. Yine de bu yetersizlik nedeniyle geri çekilip başka yerlere bakmak veya yenilgiyi kabullenip bakmaktan tamamen vazgeçmektense Einstein ve Freud, aynı doğrultuda bakmaya devam ettiler." |