Görülen Kentler
ISBN 9789750800160
Yayınevi Yapı Kredi Yayınları
Yazarlar Güven Turan (author)
Kitap Tanıtımı 1943 Sinop/Gerze doğumlu Güven Turan'ın dokuzuncu şiir kitabı bu. Turan, Görülen Kentler'i 90'ların başında yazmaya başlamış. Bir-ikisi hariç dergilerde de pek yayınlamamış bu şiirlerini. İlk yazılarını ve şiirlerini 60'lı yıllarda yazmaya başlayan Güven Turan'ın bugüne dek roman, öykü, şiir ve çeviri şiir kitapları olmak üzere 20'nin üstünde kitabı yayımlandı. Roman ve öykü kitaplarıyla çeşitli ödüller de alan Güven Turan bu alanlardan kopmamasına rağmen en fazla şiire yakın duruyor. Ona öncelikle şair demek daha doğru. Görülen Kentler ile ilgili olarak "Doğrudan kentleri yazmak için çıkmadım yola. Duygu durumlarını, yaşam durumlarını, daha genellersem, insan durumlarını yazarken, bunlar kentlerle örtüştü ve sürdürdüm ben de bu kesişmeyi. Ayrıca oldum olası coğrafya ve insan kesişmesi benim şiirimin temel izleğidir. Genelde bu 'fiziki coğrafya'dır, bu kez 'beşeri coğrafya' oldu diyebilirim. Ya da bu kez kentlerin adı kondu sadece," diyor. Şairin, doğum yeri Gerze'yle açılan Görülen Kentler doğudan batıya, dünya yuvarlağının 44 kentinde konaklıyor. Kentlerin de duruşları vardır, sabah başka öğlen başka akşam başka. Onların da tarihleri, halleri vardır. İnsan halleri gibi, bakanın gözünde durmadan değişen. Görülen Kentler şiir okuyucularını keyifli bir yolculuğa davet ediyor. Tadımlık GERZE Doğdun burada burada bulutların geçişini gözledin burada atmacan oldu kedin pavurya avladın yosunlarda kaydın ıslandın yunus olduğunu öğrendin tifrin balığının sokak savaşlarına katıldın mahallende erik çaldın kendi bahçenden Her şey oturuyor yerli yerine zambak kokusu hamsi sisi Nergizli Yazı Acısu hepsi Sadece o kız beyzi yüzlü ak tenli perçemi gözüne giren gül yaprağı dudaklı o kız hâlâ âşıksın Hamidiye Yokuşunun başında kör çeşmenin taşına oturmuş bekliyorsun. SİNOP Kentin uzağında bahçeler arasında karanlıkta yedin akşam yemeğini iki saat önce tanıdığın o kişiyle Yüzünü görmedin size yiyecekler taşıyan karısının Kent daha sessizdi bahçeden Meydandaki o otelin odasına erken döndün öyle apar topar gelmiştin ki buraya ne kitap vardı yanında ne defterin Uyudun İlk kez uyuyordun adını nüfus kâğıdında taşıdığın bu kentte Sabah pat patlarla uyandın Pencerenin dışında yeni ışıyordu gün motorlar çıkıyordu balığa kalenin gölgesinden Yanılmamıştın Bu sürgünlükler kentini hep böyle düşlemiştin. ANKARA İlk gidişin üniversite sınavı için arkadaşlarınla birlikteydin haziran sonu kaldığın otelin adını anımsamıyorsun saçını tararken ağzında sigara, kolunu yakmıştın, izi uzun sürmüştü 1963 sınav sonrası Rüzgârlı Sokaka gittin Ove Han Da.4 1964 yerleşmiştin Kedi Seven Sokağı üç adım ötendeydi öğle yemekleri yiyordun bu sokakta bir esnaf lokantasında bir tüccar otelinde kalıyordun çatı katında İlk evin Esat Caddesindeydi 1969du TRTde yazdığın programları saymazsan ilk işindi yedek subaydın Sonra başka sokaklar başka evler sevgililerle gezilen sokaklar sevişilen parklar kar serpelerken usul usul Akay Caddesinde bir bavul alıp çıkıp gittiğin ev 976 haziranında kitapların kalmıştı Hâlâ gidip geliyorsun bir evin de var bu kentte artık Ankara kentin değil kupkuru bir kış bir otel penceresinden Atatürk Bulvarına baktığın gece yarısından beri Hani şu çok yakında bir güzel kızla dolaştın ya eski semtlerini adlarını unutmadığın sokaklarını yeniden döndüğün söylenebilir rivayet bu ya. KAHİRE Aralık sisle başlatmış sabahı Nil akıyor Durmuş bakıyorsun geç uyanan kenti Gesireh Adasına bağlayan köprü üstünde Yaklaşıyor bir filiko kurşunilikte: Gök, kayık, su Kayıkçı ayakta, kayığın kıçında tek kürek Sadece başına doladığı o örtü masmavi Beşbin yılı indiriyor Deltaya.