Kitap Tanıtımı |
Küçüğüm, sanki yedi sekiz yaşındayım. Bizim evin önünde toz toprak içinde futbol oynuyoruz. Top oynadığımız arsa öyle büyük bir yer değil, ama bize yetiyor. Arkadaşlarımın çoğu biraz ilerideki teneke mahallesinden çingeneler. Bunlar Rumeli göçmeniymiş. Aramızdaki en iyi oyuncu, Rober. Mersinli bir Musevi ailesinin oğlu olan Rober, yıllar sonra Galatasaray'ın ve milli takımın değişmez sol haf oyuncusu oldu. Dikran da iyi top oynuyor. Annesinin küçücük yeşil turunçlardan yaptığı reçelin tadına doyum olmazdı. Madamın adını anımsamıyorum. O tür turunç reçelini hala yapan var mı acaba Mersin'de? O yıllarda Çingenesi, Kürdü, Türkü, Arabi, Çcrkezi, Ermenisi, Musevisi hep birlikteydik. Ayrılık gayrdık yoktu aramızda. Hepimiz Türk'tük. Yanlış anlamayın, Dikran'ın Ermeni asıllı, Mahmut' un Arap asıllı olduğunu bilirdik ama onlar da bizim kadar Türk' tü, bize öyle öğretilmişti. Keşke Mersin'e yeni göç edenlere de anlatabilsek bunları. Kardeşi kardeşe düşman edenlerin elinden koparıp alabilsek onları. Kin yerine sevgiyi aşılayabilsek herkese. |