Kitap Tanıtımı |
Coğrafi olarak kıtaların kesişim noktasında ve geçiş güzergâhı üzerinde bulunan Anadolu, tarih boyunca, farklı kimliklerdeki toplulukların bir arada yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Coğrafi özelliğinin de katkısıyla bir ana kucağı gibi başı her sıkışana bağrını açmış, pek çok kavme yurtluk yapmıştır.
Bugün de bu coğrafya, tarihinin ve coğrafyasının kendine yüklediği misyonla yeniden karşı karşıya. Bu sefer de Suriye'de evinden, yurdundan edilmiş insanlar için bağrını açtı, sığınacak bir çatı oldu. Suriye'de insanlar, kök saldıkları topraklardan zorla koparılıp göçe zorlandı.
Göç olgusunu, farklı bir boyutta da olsa, Güneydoğu merkezli olarak biz de yaşıyoruz. Benzeri travmalar, burada da söz konusu. Terörün ve şiddetin cenderesi arasında kalmış insanların çırpınışları, artık büyükşehirlerin varoşlarında yankılanıyor.
Bu sıkıntıları yaşayan insanlar bizim insanlarımız, coğrafya bizim coğrafyamız, dolayısıyla acılar da bizim acılarımızdır. Ancak elbirliğiyle, birbirimize omuz vererek, birbirimizle dertleşerek ve yardımlaşarak bu sorunların üstesinden gelebiliriz. Her şeyden önce farkındalıkla daha insani dünyalar imar edebiliriz.
İşte bu duyarlılıkla ?Göçler ve Ortak Geleceğimiz" sempozyumunu organize ettik ve buradaki tebliğleri kitaplaştırdık. Farkındalığı artırmak, sorunun boyutlarını tüm yalınlığıyla görebilmek, çözüm yolarını tespit edebilmek ve başta AKADDER ve Anadolu Platformu olmak üzere tüm duyarlı kişi ve kurumları harekete geçirebilmek amacındayız. |