Kitap Tanıtımı |
Çok genç bir kadının, tek başına Hindistan'a yaptığı seyahati, diğerlerinden farklı kılan ne olabilir ? Genç olması, kadın olması ya da tek başına olması mı ? Hayır! Fer bir yolculuğun canlı ve devinimli iç yüzünü paylaşıyor. Yorumları, sordukları ve samimiyetiyle okuyucuyu kendisine açılan kapıdan içeri davet ediyor.
Goa cezbedici yaşantısıyla, dünyayı kendine çeken söylenceleriyle ve toplumun bize dayattığı ezberlere asice baş kaldırışıyla, sanki farklı bir gezegenden atılmış bir şehir. Fer'in yolculuğu Goa'da başlıyor. İlk adımını atar atmaz onu şaşırtmaya başlayan bu büyülü yer, zamanla gezginle beraber biz okurların da duygularında, algılayışında ve anlayışında değişime ve dönüşüme yol açıyor;
"Yarın neler yaşayacağıma, vaktin neyle geçeceğine dair fikrim yok. Ve önü bilinmezlik arkası güvenli olan her an gibi, gelecek zamandan bir çekincem var. Herhangi bir şeye ilk adımını atarken tek başına, içinde bir yanın korku duyar; bilindik ve alışıldık bir önceki taşa geri adım atmak ister. O ilk korkuyu aşıp ilerleyince sanki önündeki yeniliği fetheder kişi."
"Yeri ve zamanı önemsiz, önünde sonunda bir şekilde güvende hissedeceğini bilmek kadar güven verici bir his yok. ''X' kadar süre sonra geçmiş olacak' diyebilmek her türlü zorluğun üstesinden getirebilir insanı. Dolayısıyla ben de bundan destekle düşünmüyorum yarın garantide olup olmayacağımı, ya da çoktan dünde kalan güvenli yeri ve kolları. Kafam çadırın dışında, bir yandan sivrisineklerle boğuşuyor, bir yandan da uyuklayarak göğün karanlığına milyonlarca güneşle yapılmış resmi izliyorum."
Fer İnsanoğlu
Fer, Anka kuşunun peşindeki envai çeşit kuştan biriydi. Yolculuk sırasında bir tuhaf rüyaya daldı. Rüyada genç bir insandı. İstanbul diye çeşitlilikten örülme bir kentte doğup
büyümüş, takdir edilen okullarda okumuş, sevilmiş ve korunmuştu.
Günü geldiğinde, hayatın büyüsüne olan inancı onu bildiği dünyasının ötesine keşfe çağırdı. Böylece kuşluktan kalma bir içgüdüyle yola koyuldu. Çeşitlilikte gizli birliği tatmaya başladıkça, heyecanla öğrendiklerini paylaşmak istedi. 20 yaşında çıktığı ilk tek başına yolculuktan, kendi gerçek hikâyesi olan bu kitabı yazdı. Sonra bir blog açtı, ismini de
Keşifkeş koydu.
Fer şimdi hâlâ bu garip rüyanın yolcusu; varlığı meraklı bir kadının gözlerinden seyrediyor. Zamanı gelince bu rüyanın da biteceğini biliyor ve gördükleriyle Anka'yı bulmaya biraz
daha yaklaşmış olacağına güveniyor. |