Kitap Tanıtımı |
Arkadaşlarımın kariyerleri, düzenli ilişkileri, evleri ve aileleri vardı. Tanıdığım herkes evlenirken ben uzun zamandır sevgilim olan kadından ayrılıyordum. Sonra o da evlendi. Kendimi yalnız hissediyordum. Hala kendimin normal, dünyanın ise aklını kaçırmış olduğunu düşünüyordum. Buna rağmen zaman içinde arkadaşlarımın her iki konuda da tam tersini düşündüklerini fark ettim. Dünya bizim Batılı dünyamız aklını kaçırmıştı. Kariyer ya da emekli maaşı konusunda istekli olamıyordum. Bir kıvılcıma, bir mücadeleye, bir ideale ihtiyacım vardı. Çevremdeki toplum ise toplum olma konusundaki ortak amacından şaşmıştı. Gelecek, bir sonraki yılın bilançosundan daha fazlasını ifade etmiyordu. Tam anlamıyla "doğal olmayan" bir topluluk hâline gelmiştik. Çocuklar bir ağaca bile tırmanmadan, takımyıldızları öğrenmeden büyüyorlardı. Yaşamanın mutluluğunun en küçük kırıntısını dahi kaybetmiş ve bunların yerine IKEA'dan aldığımız kolaylıkla monte edilebilen gardırop ünitelerini koymuştuk.
Dünya bok gibiydi ve bu dünyada yaşamaya devam etmek için hiçbir amaç ya da takip edilecek hiçbir yön bulamıyordum.
Belki Güney Amerika'da bir tane bulurdum.
Eğlenceli, üzücü, sarsıcı yönleriyle Gezginler; Güney Amerika'nın fırtınalı tarihinde yol alan güncel bir yolculuk. Beat kuşağının ruhunu bünyelerinde taşıyan üç kafadarın Peru'dan Ekvator'a, Bolivya'dan Kolombiya'ya uzanan yolculukları Motosiklet Günlükleri'ni hatırlatıyor. |