Kitap Tanıtımı |
Kara gözleri bazen ışıl ışıl yanar, bazen o gözler bir yağmur tufanını hatırlatır. Efsane gibi uzun ve simsiyah geceyi andıran saçları bir tülbentle örtülüdür çoğu zaman. Kaşları siyah ve yay gibi olunca, kirpikler de ister istemez bir oktan farksız olurdu. Giyimi kuşamı bütün genç kızları kıskandıracak güzellikte. Topuklarına kadar uzayan elbisesi ile yürürken görenler: "Aaa o da ne, sanki servi yürüyor!" diyerek hayranlıklarını gizleyemezdi.
O günlerde Selçukya coğrafyası askerî ve siyasî bakımdan pek emin sayılmazdı, çünkü her gün, her an bir bölgeye akın düzenlenebilir, bir coğrafyanın yönetimi bir kardeşten diğerine geçebilirdi; üstelik kardeşkanı oluk oluk akıtılarak... |