Kitap Tanıtımı |
'Büyük tarihin içinde küçük tarihler, göçler, tek tek tali olaylar, ihanetler, zaferler... Suskunlukların, bellek yitimlerinin, mağlupların ve unutulanların hikâyeleri.” Víctor del Árbo Árbo Madrid'de iki adam kaybolur. Paris'te bir başkası ve Buenos Aires'te bir kadın. Her seferinde aynı senaryo: kurbanlar kaçırılır ve cesetleri parçalanmış halde bulunur. Hepsinin de ortak bir geçmişi var: 1970'ler ve 1980'lerde Latin Amerika’daki diktatörlüklere karşı verdikleri mücadele... Kaybolanlardan biri de Madridli gazeteci Diego Martin'in bir dostu. Ezelden beri suç ortağı olan dedektif Ana Durán ve avukat Isabel Ferrer'in yardımlarıyla radyodaki programı için bu davayı araştırmaya karar verir. Her türlü tehlikeyle dolu araştırma, onları Şili’yi katederek İspanya’dan Arjantin’e sürükler ve tarihin hayaletleriyle yüzleştirir. Keşfettikleri şey tüyler ürpetici; çünkü Condor Operasyonu’ndan 40 yıl sonra yırtıcı kuş uçmaya devam ediyor.Genç adam bir ağacın dibinde oturuyor. Sigara içme isteğini bastırmak için meyan kökü çiğniyor. İki saattir burada. Kısa kesilmiş siyah saçları, ışık vurduğunda yeşile çalan ela gözleri var. Düz siyah tişörtünün altında kaslı kolları ve atletik yapısı fark ediliyor. Orta boylu, üzerinde siyah asker pantolonu, ayağında postal… Kızıl boyun bağı güneşten yanmış çocuksu yüzünün bir kısmını örtüyor. Yirmisinde var yok. Hemen yanı başında ağaca yasladığı bir roketatar duruyor. M16 taarruz tüfeğini sırtına çaprazlama asmış. Mühimmatının geri kalanıysa kemerindeki tabanca ve iki el bombası. (Tanıtım Bülteninden) ) |