Kitap Tanıtımı |
Ellerimizden kayıp gidiyor hayat. Ardından
sürüklensek de, ne geçen zaman geri geliyor, ne de
kaybettiklerimiz. Yüreğimizin özsuyuyla karışıyor
yalnızlıklar. Gözlerimizde birikiyor, damla damla
akıyor gerçek dünyaya.
Yalnızca bizim dünyamızda ertelenen her şey
kaybediliyor, yalnızca bizim dünyamızda hayat değer
verdiklerini savuruyor, sevmek can acıtıyor. Ve
gariptir ama gönüllerdeki kirler bir tek gözyaşıyla
temizleniyor.
Gözbebeklerimizde gizleniyor yakamozlar, gerçekten
bakanlar görebilsin diye.. Dostluk, sevgi, derinlerde
bir ezgi gibi yalnızca hissedenler duyabilsin diye.
Koparılmış takvim yaprakları gibi sevmek, gün
geçtikçe çoğalıyor. Kısacık bir gülüşe, öylesine bir
bakışa, bir şeyler sığdırmak kadar basit, ama
silinmeyecek izler bırakıyor. Bazen yaralıyor, sokaklar
dar geliyor, denizler gri görünüyor ve gökyüzü
pırıltısız.
Kendini taşıyamayacak gibi oluyorsun, omzundaki bu büyük sevgi yükü ağır geliyor,
gittikçe küçülüyorsun.Saçma sapan hatıralar beliriyor gözünde. Yaşanmış, yaşanmamış
tüm hatıralar. Bir karanlık düşüyor yeryüzüne, yeni günün aydınlığa ilk adımları olan
karanlık. Ve yine bir umut beliriyor içinde, sonsuza inanıyorsun, sonsuzluğa
Öyle bir hayat kurmalıyız ki kendimize, acılar bile uğramaktan çekinmeli o hayata. Terk
edişler ağlatmamalı gözlerimizi ve bir başkası asla hayatımız olmamalı. Ufacık sevgileri
masumca büyütmeliyiz yüreğimizde, yıpranmayacak şekilde..
Hayat değer verdiklerini savurur demiştik. Kahramanlarım, bu hayatın en değerli
insanları. |