Kitap Tanıtımı |
Patika yolun etrafında yeni yeni yeşermeye başlayan çimenlerin rüzgârlarla savruluşu, toprağa sinmiş bahar kokusuyla şahlanmıştı. Her ikisinin de tepeye yürüdükçe alınlarından boşalan terler enselerini sırılsıklam bırakmıştı. Davut yorgunluğundan ara ara durmak istese de Garo’nun hızlı yürüyüşünün ardı sıra ilerliyordu. Yarıladıkları yolu tamamlamaya çalıştıkça yükseklere doğru çimenler üzerinde oluşan kırağı, küçük buz parçacıkları ve billurlarıyla tane tane eriyordu. Davut, Garo’dan habersiz patika yoldan topladığı küçük çakıl taşlarıyla sapanı kullanacağı anın sabırsızlığı içerisindeydi ve artık ulaşacakları tepenin başak rengindeki doruğu görünüyordu... (Tanıtım Bülteninden) ) |