Kitap Tanıtımı |
Gece Gelen Ölüm´de Erhan Bener birbirinden farklı, ancak tümünün kurgusunda belli belirsiz fantastik bir boyutun olduğu beş öykü sunuyor. Kitaba adını veren öykünün, aslında başlı başına kısa bir roman olacak denli zengin bir örgüsü var. Fener Rum Patrikhanesi´nin duvarının dibinde bulunan bir cesetle başlayan, karmaşık ilişkiler yumağında ilerleyen, ilginç bir polisiye kurguya sahip, sürükleyici bir serüven. "Falcı", tüm insanlık tarihini, zaman içinde özgürce dolaşan, doğaüstü güçlere sahip bir falcının iğneleyici üslubuyla ele alarak, düş gücünün anlamını sorgulayan neşeli bir felsefi anlatı. Bu ikisine kıyasla klasik anlamda öykü kalıbına daha uygun olan "Çiçek" ve "Telefondaki Ses", duygusal yoğunlukla, kısa ama çok çarpıcı anlatılar. "Biobot" ise, insan beyinli biyonik bir robotun, hizmetinde olduğu genç balerinle yaşadığı karmaşık ilişkiyi ele alan alaycı bir bilimkurgu öyküsü: Teneke bir kutu içindeki bir beyne aşık olunabilir mi dersiniz? |