Kitap Tanıtımı |
Karadenizin bir dağ köyünde doğar çocuk. Zamanı geldiğinde akranları gibi o da okula başlar. Boyunu aşan karla kaplı 4 kilometrelik okul yolunu adımlamak zorundadır her gün. Üstüne üstlük, çakal ve kurt gibi vahşi hayvanlarla karşılaşma olasılığı yüksektir bu yolculuk esnasında. 2. sınıfa, babasının işinedeniyle İstanbuldaki bir ilkokula başlar. Okul eve yakındır, yollar düzgün ve geniş üstelik karla kaplı değildir; çakal, kurt da görünürler de yoktur. Ne var ki, köy ve kent arasındaki kültürel ve yaşamsal fark, bir kâbus gibidir çocuk için. Uyum zorluğu çeker. Konuşmada ve yazmada, Türkçedeki noktalı ve noktasız harflerin ayıredilmediği bir şive, insanları anlamasını bu arada küçük yüreğindeki duygularını anlatmasını büyük ölçüde engellemekte ve kullandığı dil, sınıf arkadaşları arasında alay konusu edilmektedir. Bunun sonucu olarak oluşan içe kapanıklık ve çekingenlik başarızlığı da getirir beraberinde. Sınıfta kalacağı kesindir. Karneye bir gün kala, alır kalemi eline çocuk, döker duygularını kâğıtlara... Yazdıkları sadece bir iç döküşdür, kimseye göstermeyi düşünmektedir, ta ki sınıf arkadaşlarından biri yazdıklarını öğretmene iletinceye kadar. Yazılan şiir 5 kıtadır. Birinci kıta methiyedir öğretmene: Öğretmenim İstanbullu, Nihan Erentürktür adı. Hiçbir ana doğurmadı, Böyle müslüman evladı. Öğretmen yutkunur, dolar gözleri. Bir çocuğa bakar, bir elindeki kağıda, devam eder okumaya ve gelir son kıtaya: Mahpuslar uğruyor affa, Babam sinirli bir kalfa, Sen bilirsin öğretmenim, Bırakma beni sınfta. Sekiz yaşındaki bir çocuğun, isteğini iletirken, nice suç işlemiş insanların da alfa uğrayabildiğine, babasının da sinirliliğini belirterek başına gelebilecekleri böyle masumca anlatabilmesi ve yine de son kararı, sen bilirsin diyerek olanca kibarlığı ve saygısı ile öğretmene bırakması derinden sarsar öğretmeni. Tutar çocuğu elinden, götürü müdür odasına. Okur müdür de kâğıtta yazılanları, verilir karar: Not çizelgeleri değişecek, karne yeniden yazılacak, çocuk sınıf geçecek. Okul biter, okullar biter, derken, evlilik, çoluk çocuk, iş güç girer araya. Çok sonralarıdır ki, yüreğindeki küllenmiş şiir yazma hevesini canlandırır, başar tekrar şiir yazmaya. İşte bu çocuk, elinizde tuttuğunuz kitaptaki şiirlerin yazarı Hüseyin Gazi Ekşioğludur. |